19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18260 Karar No: 2018/3206 Karar Tarihi: 05.06.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18260 Esas 2018/3206 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı şirket, mal alım sözleşmesi gereği çıkardığı 5 adet çekin malların teslim edilmediği için feshedildiğini ve çeklerin iade edilmesi gerektiğini savunarak davalı bankaya icra takibi yapılıp yapılamayacağı konusunda menfi tespit davası açmıştır. Davalı banka ise çeklerin ciro ile kendisine devredildiğini ve mal teslim sözleşmesinin feshinden sonra bile davacının bankaya olan yükümlülüğünün devam ettiğini iddia etmiştir. Mahkeme, çekin bedelsiz olduğuna ve davacının borçlu olmadığına karar vermiş ve davalı bankanın temyiz itirazını da reddetmiştir. Ancak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi bu kararı bozmuş ve davacının öncelikle dava dışı lehtara borçlu olmadığını kanıtlaması gerektiğini ve davalı bankanın kötü niyetli hamil olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri olarak Türk Ticaret Kanunu'nun 672. maddesi ve 192. maddesi gösterilmiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/18260 E. , 2018/3206 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirketin dava dışı...Ltd. Şti. ile yapılan mal alım sözleşmesine istinaden 5 adet çek keşide ettiğini, ancak malların tesliminin yapılmadığını, sözleşmenin feshedildiğini, çeklerin iade edilmesi gerektiğini, dava dışı şirket tarafından 15.000 TL tutarlı çekin davalı bankaya tahsil cirosu ile verilmiş olduğunu, çekin arkasında bankanın bu durumu belirtir kaşesinin olduğunu, davacının davalı bankaya borcunun olmadığını belirterek, davacının icra takibine konu edilen çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı bankanın davaya konu çekleri ciro ile devraldığı, davalı bankanın iyiniyetli hamil olduğunu, mal teslim sözleşmesinin feshinden 2 ay önce davaya konu çekin davalı bankaya teslim edildiğini, çekin bankaya teslim edildiği tarihten sonra sözleşmenin feshedilmiş olmasının davacının bankaya olan sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre,icra takibine konu çekin tahsil cirosu ile davalı bankaya verildiği, tahsil cirosunda borçlu keşidecinin lehtara karşı sahip olduğu kişisel def"ileri senedi tahsil cirosu ile elinde bulundurana karşı da ileri sürebileceği,dava dışı...Ltd.Şti.nin sözleşmeyi feshederek davacı şirketten aldığı çekleri iade etmesi gerekirken iade etmediği,davalı bankanın davacı hakkında yapmış olduğu takipte haksız olduğu, takibe konu çekin de bedelsiz olduğu, davacının bu çekten dolayı borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davalı banka tarafından icra takibine konulan çekin bedelsiz kaldığı ve davalı bankanın meşru hamil olmadığına yönelik iddiadan ibarettir. Dava konusu çekin keşidecisi davacı, lehtarı ve 1. cirantası dava dışı ... Ltd. Şti olup, anılan lehtardan ciro yolu ile bankaya çek verilmiş ve lehtarın cirosunda herhangi bir “tahsil kaydı “ içindir şeklinde ibare bulunmamaktadır.Bu durumda lehtar cirosu temlik cirosu olup davalı bankanın takas odasına kendisince yapılmış olan ciro dikkate alınmaz.Hal böyle olunca davacının öncelikle dava dışı lehtara borçlu olmadığını kanıtlaması ve daha sonra davalı bankanın kötü niyetli hamil olduğunu ispat etmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.