Esas No: 2020/1262
Karar No: 2022/429
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1262 Esas 2022/429 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1262 E. , 2022/429 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.11.2019 tarih ve 2016/1048 E. - 2019/1147 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, imalatını çatal, bıçak, kaşık, tencere, çaydanlık ve sofra aksesuarları olarak sürdüren müvekkilinin AR-GE ve tasarım çalışmaları neticesinde “Olympos” adını verdiği tencere setini ürettiğini, tasarım olarak tescil belgesine bağlanmayan bu ürünün görsel çekiciliği ve iç içe geçerek yerden tasarruf sağlama özelliği sebebiyle tüketiciler tarafından kısa sürede tercih edilen bir mamul haline geldiğini, bu tercihi gören davalının ürünün aynısını imal edip “Matruşka Çelik Tencere Seti” adıyla satışa sunduğunu, eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalının fiillerinin haksız rekabet olduğunun tespitini, haksız rekabetin men’ini, davalının haksız rekabet neticesinde elde ettiği kazancın tespiti ile şimdilik 500.- TL’nin ticari faizi ile birlikte tahsilini, 7.500.- TL manevi tazminatın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 16.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat yönünden talebini fazlaya dair haklarını saklı tutarak 215.000.- TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, davaya dayanak ürünlerin harcı alem niteliği taşıdığını, davacıdan çok daha önce dünyada ve Türkiye’de satışa sunulduğunu, bu sebepten davacının bir tescil başvurusu yapmadığını, tencerelerin iç içe konulmasının yüzyıllardır kullanılan bir teknik olup kimsenin tekeline bırakılamayacağını, müvekkili ürünü ile davacı ürününün benzerliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının sunduğu emsal ürünler ile davacı tarafından tasarlanan ürünler arasında benzerlik bulunduğu, davacıya ait “Olympos” tencere setindeki tasarımın harcı alem olduğu iddiasının ispatlanamadığı, alınan raporlarda tencerelerin iç içe geçme özelliği dışında tencereye ait kapak, kapak tutamağı kapak tutamağının kapak üzerindeki konumu, tencere gövdesi gövdeye ait saplar tencerelerin iç içe geçtiği görsellerde algılanan unsurlar ve bunun
tasarıma yansımaları dikkate alındığında davalının üretilip satışa sunduğu “Matruşka” tencere setinin, davacının ürettiği “Olympos” tencere seti ile iltibas oluşturduğu, bunun haksız rekabet teşkil ettiği, ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesi bu ürüne ilişkin olarak davalının elde etmiş olduğu faaliyet kârının 42.298,03 TL olarak belirlenme biçiminin oluşa ve usule uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının üretip satışa sunduğu “Matruşka Çelik Tencere” setinin “Olympos Çelik Tencere” seti ile iltibas oluşturması ve bunun haksız rekabete sebep olmasından davalının bu tencere setlerini imal ve satışa sunmak sureti ile oluşturduğu haksız rekabetin önlenmesine, toplatma isteminin reddine, haksız rekabete dayalı uğranılan maddi zarardan 42.298,03 TL’lik bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5.000.- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin 01.04.2014 tarihli kararında da toplatma isteminin reddedilmiş olmasına, davacının 16.05.2014 tarihli temyiz dilekçesinde kararı bu yönden temyiz etmemesi nedeniyle toplatma talebinin reddine dair kararın davalı yararına usuli müktesep hak oluşturmuş bulunmasına ve özellikle parekendecilere verilen mallar yönünden mahkemece davalının elde ettiği kârın hüküm altına alınmış bulunmasının bir tür ref sayılması gerektiğine göre taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.508,63 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 2.419,30 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 19/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.