23. Hukuk Dairesi 2011/4910 E. , 2012/1707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının aidat borçlarını ödememesi nedeniyle, 3.367,00 TL aidat alacağı, 6.725,25 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 10.082,25 TL için davalıya karşı icra takibine girişildiğini, ancak davalının haksız itirazı nedeni ile icra takibinin durduğunu ileri sürerek, vaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, üyelikten istifa ederek davacı kooperatifteki haklarının başka bir kooperatife devredilmesini istediğini, gerekli işlem yapılmadıysa sorumluluğun davacıda olduğunu, üyesi olmadığı için davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını, alacağın likit olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatifin üyesi olduğundan ödemesi gerekli olan aidatları ödememiş olması ve alacağın likit olması gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 8.759,70 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif aidatların tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, davacı kooperatifin üyeliğinden 18.05.1997 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile istifa ettiğini dolayısıyla kooperatif üyesi olmadığından davacıya aidat borcunun olmadığını savunmuş, mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda davalının kooperatif ortağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. HUMK 1/1 maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir, anılan Kanun’un 8.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin hangi dava ve işlerde görevli olduğu gösterilmiştir. Buna göre bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. Somut olayda ise davalı kooperatife ortak olmadığına bağlı olarak davacı kooperatife borçlu olmadığını savunduğuna göre, davalının ortak olup olmadığının tespiti bakımından Sulh Hukuk Mahkemesi görevli değildir. Davalının savunması ile davacının talebi arasındaki bağlantı nedeni ile mahkemece görev hususunun resen de dikkate alınarak, görevsizlik kararı verilmek gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.