Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; TCK’nın 50/1-d maddesinde yer alan “belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanma” tedbiri, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri İle Koruma Kurulları Yönetmeliği"nin 38/son maddesinde “Sanık veya hükümlünün suç işlemesinde, suça yönelmesinde ya da zararlı alışkanlıklar edinmesinde veya bağımlılık yapan maddeler kullanmasında; çevresel, psikolojik, sosyal veya ekonomik etkisi bulunan ya da sanık veya hükümlünün yeniden suç işlemesine yol açan etkenleri tetikleyecek yerler veya etkinlikler” olarak tanımlanmış olup, belirli yere gitme yasağının, failin suç işlemesi veya zararlı alışkanlıklar edinmesinde olumsuz etkileri bulunan konulara ilişkin olması ve her durumda çevrilen yaptırımın işlenen suçla mantıki bağlantısının bulunması gerekliliğine, yine Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik gereği yaşı küçük olan sanığın alkollü yerlere gitmekten yasaklanmış olmasına karşın; müştekinin evinden hırsızlık suçunu işleyen suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçu yönünden “ alkollü içecek bulunan yerlere gitmekten yasaklanması” şeklinde, içeriği Yönetmelik kapsamına aykırı ve infaz kabiliyeti olmayan seçenek tedbire çevrilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 22/09/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.