10. Hukuk Dairesi 2015/19307 E. , 2016/1243 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 24.08.2009 tarihli kazada vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli aylıkların tahsili istemine ilişkin olup, Kurum tarafından hak sahibine, 1479 sayılı Kanunun 82. maddesi gereğince, 506 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca gerçekleşen iş kazası sonucu aylık bağlandığı belirtilmiş ise de, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun hükümleridir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun " İş Kazası Ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin Ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu" başlıklı 21 maddesinin 1 ve 4. fıkrası olup, anılan düzenlemede, 1. fıkrasında, İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında ise, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir. Anılan fıkra hükmüne göre; üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının kusur karşılığından oluşmaktadır.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “ sigortalının sigortalılığına esas faaliyetinin ne olduğu anlaşılamadığı, Mahkemece; sigortalının Kurum nezdindeki şahsi sicil dosyası da getirtilerek, sigortalılığına esas faaliyeti, varsa tanık beyanı ve diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek olayın oluş şekli, giderek iş kazası olup olmadığı tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ... sigortalısı müteveffa ..., parke işi yaptığı, ..."a ait evin inşaatında çalışmak için köye geldiği, çatının kaplama işinin yapılması için malzemenin çatıya çıkarılması için basit bir düzenek kurulduğu, kurulan iskeleye mütevefa işçinin iple kendisini bağladığı, 3. kişi olan ... ise araca bağladığı iple ileri-geri gitmek süretiyle çatıya malzemenin çıkarılmasına yardım ettiği, malzemenin çıkarılması sırasında, araca bağlı olan ipin gerilmesi sonucu, iskele ile birlikte iskeleye bağlı olan muteveffanın aşağıya düştüğü, kusurun belirlenmesi kapsamında alınan raporda, çatıya bağlaması gerekirken kendisini iskeleye bağlayan mütevefa işçi %30, uygun malzeme ve yük asansörü temin etmeyen inşaat sahibi işveren ... %30, malzemenin çıkarılması için ipi çekerken fazla gerilmesini sağlayan ve iskele ile birlikte mütevefanın düşmesine neden olan ... %30 kusurlu olduğunun belirlendiği, ceza dosyasında beyanları alınan mütevefanın eşinin, oğlunun ve diğer şahışların verdikleri beyanlar ve davalılar tarafından iş kazası olmadığı yönünde açılmış bir dava bulunmadığı dikkate alınarak, meydana gelen kazanın iş kazası olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kabule göre, %10 kusur durumu dikkate alınarak karar verilmiş ise de, Kurumun rücu alacağının kapsamı belirlenirken, sigortalıya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri davalıların sorumlu olduğu %60 kusur karşılığı içinde kalan talep miktarının kabulü gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, Mahkemece, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bululunan 5510 sayılı Yasa"nın “İş Kazası Ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin Ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu" başlıklı 21. maddesinin 4. fıkrası hükümleri dikkate alınarak kurumun rücuan tazminat miktarı belirlenerek, talep ile bağlı kalınarak davalılardan müşterek ve müteselsil tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.02.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.