Esas No: 2020/1215
Karar No: 2022/409
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1215 Esas 2022/409 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, emekli mimar olduğunu ve bankacılık işlemleri konusunda bilgisinin olmadığını ileri sürerek bankaya gittiğinde sözleşmeyi imzalattırıldığını ancak daha sonra sözleşmede dengesizlik olduğunu fark ettiğini ve sözleşmenin iptalini talep ettiğini ancak karşısında muhatap bulamadığını ileri sürmüştür. Davacı, haksız tahsil edilen 84.262 USD'nin tahsil tarihinden itibaren yabancı para faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir. Davalı ise dava konusu opsiyon sözleşmesinin geçersiz olmadığı savunmuştur. Mahkeme, türev işlemlerde yüksek risk bulunduğuna dair bildirim yapıldığını ve davacının iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Kanun maddeleri: Ticaret Kanunu'nun 28/1, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 43, 44, 45, 46, 50, 60, 61, 62, 63, 64, 75, 76, 77, 78, 79, 230 ve 231.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kuşadası 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.12.2019 tarih ve 2019/160 E. - 2019/671 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı banka vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının emekli mimar olduğunu, mesleği gereği bankacılık işlemlerini bilmediğini, çağrılması üzerine bankaya gittiğinde iki sayfalık sözleşme imzalattırıldığını, sözleşmeyi daha sonra incelediğinde sözleşmede dengesizlik olduğunu gördüğünü, bankaya gidip sözleşmenin iptalini talep ettiğini, ancak karşısında muhatap bulamadığını, taraflar arasında düzenlenen 04/07/2011 tarihli bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürerek; davacıdan haksız tahsil edilen 84.262 USD'nin tahsil tarihinden itibaren yabancı paraya uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili banka tarafından davacıya işlem öncesinde, işlemin özellikleri, koşulları ve riskleri bakımından ayrıntılı bilgi verildiğini, dava konusu opsiyon sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin davacı iddialarının kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; türev işlemlerde yüksek risk bulunduğuna ve hesap sahibinin, türev işlemlere ilişkin yatırımlar yapmadan önce, kendisine iletilen analizlerin subjektif olacağını düşünerek bizzat araştırma yapması gerektiğine dair genel bildirim bulunduğu, risk bildiriminin yapılmış olduğu ve davacının dava konusu işlemden önce de opsiyon işlemi gerçekleştirip bundan kar elde ettiği, zarar ettiğinde işlemin geçersizliğini savunmasının yerinde olmadığını, davacının iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 598,30 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 19/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.