17. Hukuk Dairesi 2019/6443 E. , 2020/6483 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...’den alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine İzmir 7.İcra Müdürlüğü’nün 2013/820 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince adına kaydedilmesi gereken ...,... parselde bulunan taşınmazın ...,... nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 10/278 arsa payının 1/2 ... 1/2 hissesi ... adına kayıtlı iken arsa payının tamamının toplamı olan 10.000,00 TL"er bedel ile ... "a adına devredildiğinin öğrenildiğini beyan ederek, tasarrufun iptaline, icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı ... vekili, davalılar ...-... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2014/383 talimat sayılı dosyası incelendiğinde, borçlu olan ..."nin evine gidildiği, evde hacze kabil mala rastlanmadığı ancak İzmir 7.İcra dairesinin 2013/820 sayılı dosyası incelendiğinde, borçlu ... adına kayıtlı olan ...,... nolu parselin bulunduğu anlaşıldığından davalının aciz halinde olduğu söylenemeyeceğinden tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmadığı bu sebeple davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; verilen kesin süreler içerisinde takibe konu edilen alacağı ile ilgili olarak kesin aciz vesikasının sunulamadığı, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen haciz tutanaklarının İİK 105. Maddesine göre geçici aciz vesikası hükmünde olduğu ileri sürülmüş ise de, davacı adına kayıtlı gayrımenkul kaydı bulunduğu gerekçesi ile dosyaya ibraz edilen haciz tutanaklarının İİK."nın 105. Maddesine göre geçici aciz vesikası niteliğinde olmadığı, İİK."nın 277. Maddesinde alacaklının elinde geçici yada kesin aciz vesikasının bulunmasının dava şartı olarak düzenlendiği, usul hükümlerine göre dava şartının mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği, davalı borçlunun aciz halinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay"ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır.
Somut olayda borçlu davalının adresinde 01.09.2014 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, haciz sırasında davalı borçlunun eşinin haciz mahallinde hazır bulunduğu, 1/3 hissesi davalı borçlu adına kayıtlı olduğu anlaşılan ...,... nolu parselin sulu tarla vasfında olup kaydında Seferihisar Kaymakamlığının 23.000,00 TL bedelli haczinin söz konusu olduğu, Erzincan İcra Müdürlüğü’nün 2016/164 Tal sayılı dosyadan yaptırılan kıymet taktir raporuna göre davalı borçlunun hissesine düşen kıymetin değerinin 2.621,86 TL olduğu, söz konusu gayrımenkulün kaydında yer alan Seferihisar Kaymakamlığının haczini bile karşılar nitelikte bulunmadığının anlaşılmasına göre 01.09.2014 tarihli haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğunun kabulü ile dava şartının gerçekleştiği düşünülerek işin esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.