Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2439
Karar No: 2021/1144
Karar Tarihi: 05.10.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2439 Esas 2021/1144 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/2439 E.  ,  2021/1144 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    1. Taraflar arasındaki "kullanım kadastrosuna itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Kadastro Kanunu"nun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında 200 m2 olarak tasarruf ettiği taşınmazının 124 ada 9 parsel numarası ile 150 m2 olarak eksik tespit edildiğini ileri sürerek eksik yapılan ölçümün iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı ... vekili duruşmadaki beyanında; taşınmazın Hazineden satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    6. Davalı ... vekili duruşmadaki beyanında; davacının aktif dava açma ehliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemenin Birinci Kararı:
    7. (Kapatılan) Ümraniye Kadastro Mahkemesinin 03.05.2012 tarihli ve 2010/578 E., 2012/542 K. sayılı kararı ile; açılan dava ile mahkemenin 2010/342 E. sayılı dosyasında görülen dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle dosyanın 2010/342 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
    8. İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinin 28.03.2013 tarihli ve 2010/342 E., 2013/108 K. sayılı kararı ile; asıl davada; davacının soyadı ile baba isminin kadastro tutanağına hatalı yazıldığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile isim hatalarının düzeltilmesine, yüzölçümüne ilişkin itirazın vazgeçme nedeni ile reddine, birleşen davada; davacının kullandığı taşınmazın sınırlandırılmasının hatalı olduğu, davacının kullanımında olan 37,96 m2"lik alanın 8 parsel içerisinde bırakıldığı, davacının kullanmadığı 0,60 m2"nin ise 9 parsel içerisinde gösterildiği, 4,96 m2"lik alanın tespit dışı kaldığı için bu kısma ilişkin talebin görev yönünden reddine kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle, 124 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporu ve ekindeki ölçekli krokide A harfiyle gösterilen 37,96 m2 yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile aynı yer 124 ada 9 nolu parsel ile birleştirilmesine,124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın raporda C harfiyle gösterilen 0,60 m2 yüzölçümündeki kısmının ifrazı ile yola terk edilmesine böylece; 124 ada 9 nolu parsel sayılı taşınmazın 187,5 m2 olarak Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine "6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır. İş bu taşınmaz bahçe 2000 yılından beri Hasan oğlu ..."un fiili kullanımındadır." açıklamasının yazılmasına, 124 ada 8 nolu parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporu ve ekindeki ölçekli krokide gösterilen 180,25 m2"lik bölümünün aynı ada parsel numarası ile tespit gibi tesciline, bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 4,96 m2 yüzölçümündeki tespit dışı alana ilişkin davanın görev yönünden reddine, davacının fazlaya dair isteminin reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:
    9. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    10. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.09.2013 tarihli ve 2013/7730 E., 2013/8982 K. sayılı kararı ile;
    “…3402 sayılı Yasa"nın Ek 4. maddesi gereğince “6831 sayılı Yasa"nın 20.6.1973 tarihli kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadasto tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak ... adına tescil edilir" hükmünü taşımaktadır. Bu maddeye dayanılarak açılacak davalarda kabul kararı verilebilmesi için öncelikle davacı tarafın taşınmazı kullandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Çekişmeli taşınmazın 1998 yılından beri dahili davalı ... Altıntaş’ın (doğrusu Altuntaş) kullanımında olduğu beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacı, taşınmazını 2000 yılında 200 metrekare olarak satın aldığı, ancak kadastro sırasında 150 metrekare yerin kullanıcısı olarak tespit edildiği iddiasına dayanmıştır. Mahkemece taşınmaz başında davacı taraf da hazır olmadığı halde keşif yapılmış, davacının dava konusu yaptığı bölüm belirlenmediği gibi taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kullanım kadastrosu yapıldığı tarihte davacının ne şekilde zilyet olduğu hususu da belirlenmemiş ve salt teknik bilirkişi tarafından zemin durumuna göre düzenlenen rapora dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında tarafsız, yöreyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi de hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, davacıdan dava konusu ettiği taşınmaz bölümlerini göstermesi istenmeli, keşif sırasında taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kullanım kadastrosu yapıldığı tarihte davacı ile dahili davalı ... Altıntaş’ın ne şekilde ve taşınmazın hangi bölümünde zilyet olduğu hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi…" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemenin İkinci Kararı:
    11. İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli ve 2014/8 E., 2015/117 K. sayılı kararı ile Özel Daire bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; bilirkişi raporları ve taraf beyanlarına göre davacının kullandığı taşınmazın fiili kullanım durumuna uygun sınırlandırılmadığı, bilirkişi raporunda gösterildiği gibi 37,96 m2"lik bölümün 8 nolu parsel sınırları içerisinde gösterildiği anlaşıldığından bu kısmın ifraz edilerek davacının kullanımında olan 9 nolu parsele eklenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, 8 nolu parselin davanın devamı sırasında Milli Emlak Müdürlüğü tarafından davalı ..."a satıldığı, davalının taşınmazın bir kısmının itiraz konusu olduğu hususunda satıştan önce bilgisi olduğu, ödediği fazla bir bedel var ise bu hususta Milli Emlak Müdürlüğüne başvurması gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 124 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 37,96 m2 yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile aynı yer 124 ada 9 nolu parselle birleştirilmesine, böylece; 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 188,1 m2 olarak ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine ""6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz bahçe 2000 yılından beri Hasan evladı ..."un fiili kullanımındadır"" açıklamasının yazılmasına,124 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporu ve ekindeki ölçekli krokide gösterilen 180,25 m2 lik bölümünün aynı ada parsel numarası ile tapu kaydının muhafazasına, raporda B harfi ile gösterilen alana ilişkin talebin görev yönünden reddine ve fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
    Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
    12. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    13. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince 23.11.2015 tarihli ve 2015/12561 E., 2015/13817 K. sayılı kararı ile;
    “…Mahkemece alınan bilirkişi raporlarından ve tarafların beyanlarından davacının kullandığı taşınmazın fiili kullanım durumuna uygun sınırlandırılmadığı, bilirkişi raporunda gösterildiği gibi 37,96 metrekarelik bölümün 8 nolu parsel sınırları içerisinde gösterildiği anlaşıldığından, bu kısım ifraz edilerek davacının kullanımında olan 9 nolu parsele eklenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne, 8 nolu parsel davanın devamı sırasında Milli Emlak Müdürlüğü tarafından davalı ..."a satılmış olup, davalının taşınmazın bir kısmının itiraz konusu olduğu hususunda satışdan önce bilgisi olduğundan, ödediği fazla bir bedel var ise bu husus da Milli Emlak Müdürlüğüne başvurması gerektiği yönünde karar verilmiş ise de; verilen bu karar usul ve yasaya aykırıdır. Dava 07.02.2014 tarihinde açılmış olup, dava konusu taşınmaz yargılama esnasında davalı tarafından 17.09.2014 tarihinde satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. 6292 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın kayden davalı ..."a satıldığı gözetilerek zilyetliğin davacı tarafta olduğunun belirlenmesi halinde davacı lehine zilyetlik tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz…" bulunarak karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    14. İstanbul Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinin 04.05.2016 tarihli ve 2016/71 E., 2016/40 K. sayılı kararı ile; davanın askı ilan süresinde açıldığı, bu dava nedeniyle 8 ve 9 parsel nolu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleşmediği, bu dava sonuçlanıp tutanaklar kesinleştikten sonra hak sahibinin belirlenerek satış aşamasına geçilmesinin gerektiği, 6292 sayılı Yasa"nın 2/f, 6/2 ve 3. maddelerinde hak sahipliğinin belirlenmesi için kadastro tutanağının kesinleşmesi koşulunun arandığı, bu nedenle dava sonuçlanmadan yapılan satışın, dava edilen alan bakımından dikkate alınamayacağı, davalının taksitle aldığı taşınmaz bedelini idare ile yeniden yapılandırma imkânı bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    15. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    16. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun Ek 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğine ilişkin eldeki davada, davacının iddiasına konu alanın yer aldığı dava konusu 124 ada 8 parsel sayılı taşınmazın yargılama aşamasında 6292 sayılı Kanun gereğince davalıya satılması karşısında davanın kabulüne karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    17. 3402 sayılı Kadastro Kanun"a 15.1.2009 tarihli ve 5831 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesinin 1. fıkrasında, 6831 sayılı Orman Kanunu"nun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanun"la değişik 2. maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanun"larla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun"un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak ... adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır.
    18. "Kullanım kadastrosu" olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak ... adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir.
    19. Kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tespit tutanağı düzenlenen taşınmazların beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı ve muhdesat şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, askı ilanından sonra ise genel mahkemelerde kullanım kadastrosuna itiraz davası açılmasının mümkün olduğu hususu tartışmasızdır. Kadastro mahkemelerinde askı ilanı içinde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi gereğince açılacak davalar kullanıcı şerhine ilişkin olup, söz konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğundan mülkiyet hakkı bakımından değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    20. Diğer taraftan, 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve ... Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun 26.4.2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, aynı Kanun"la 17.10.1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun ile 16.02.1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
    21. 6292 sayılı Kanun’un 1. maddesinde Kanun’un amacı; 31.08.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesi gereğince, ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi olarak ifade edilmiş, 6831 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler ile Hazineye ait tarım arazileri hakkında uygulanacağı açıklanmıştır.
    22. Anılan Kanun’un genel gerekçesinde de; bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş ve ormana geri dönüşümü artık mümkün bulunmayan ve özellikle yerleşim alanı olarak işgal edilerek kullanılan bu alanlarda; imar planları yapılamaması yüzünden şehircilik anlayışı ve planlama ilkelerine aykırı oluşmuş çarpık yerleşim alanlarının varlığı nedeniyle düzenli ve planlı kentleşmenin yapılamadığı, oluşan fiili durum sonrasında bu alanlardaki yerleşim yerlerine götürülmek zorunda kalınan kamu yatırımlarının yapılmasının zorluğu, bu alanların orman sınırları dışına çıkartıldıkları tarihler itibarıyla yaklaşık 10 ilâ 30 yıldır herhangi bir bedel ödenmeksizin kullanıcılarının tasarrufunda bulunduğu ve bu alanların kullanıcıları tarafından haricen yapılan satışlarla el değiştirdiği, bu yerlere ilişkin olarak Devlet ile vatandaşlar arasında uzun süren hukukî ihtilafların meydana geldiği, Devletin bu yerleri tasarruf edememesi sebebiyle önemli ölçüde gelir kaybının oluştuğu belirtilerek bu alanlarla ilgili fiili durumun hukukî zemine kavuşturulmasının bir zorunluluk hâline geldiği ifade edilmiştir.
    23. 6292 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer alan hükümlere göre de; 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen veya bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre taşınmazların 31.12.2011 tarihinden önce veya sonra kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen ve hak sahibi sayılan kişilerin, 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 26.04.2012 tarihinden itibaren idareye başvurmaları sağlanarak, bu şekilde hak sahibi kişilerin mağduriyetlerinin önlenmesi ve bu taşınmazların da değerlendirilmelerine imkân sağlanması amaçlanmıştır.
    24. Yapılan açıklamalar ışığında somut olayın incelenmesine gelince; yörede 3402 sayılı Kanun"un Ek 4. maddesi uyarınca yapılan ve sonuçları 25.08.2010 ilâ 23.09.2010 tarihleri arasında ilan edilen kadastroda, 124 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 150,14 m2 yüzölçümünde ve davacı ..."un fiili kullanımında olduğu belirtilerek tespit edildiği, davacı ... tarafından kullanımında olan kısmın eksik tespit edildiği ileri sürülerek ilan süresi içerisinde 23.09.2010 tarihinde eldeki tespite itiraz davasının açıldığı, mahkemece yapılan keşifte davacının iddiasına konu alanın çekişmeli 124 ada 8 parselde kaldığının belirlendiği görülmüştür.
    25. Çekişme konusu 124 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, 218,21 m2 yüzölçümünde ve davalı ... Altıntaş"ın fiili kullanımında olduğu belirtilerek tespit edilmiş, askı ilan süresi içerisinde dava açılmış olmasına rağmen tutanak davalı hâle getirilmediğinden kesinleştirilmiş ve yargılama sırasında kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen davalı ... Altıntaş"a satılarak 17.09.2014 tarihinde davalı adına tapuya tescil edilmiştir.
    26. Yukarıda da ifade edildiği üzere, kullanım kadastrosu sırasında taşınmazlar 2/B alanı olarak ... adına tescil edilirken, taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatlar tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmektedir. Kullanım kadastrosu nedeniyle taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davaların dinlenebilmesi için taşınmazın ... adına kayıtlı olması gerekli olup, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden sonra taşınmazın mülkiyeti artık Hazineye ait olmayacağından, şahsi hak niteliğindeki şerhe yönelik iddianın dinlenemeyeceği dikkate alınmalıdır. O hâlde, zilyetliğin davacı tarafta olduğunun belirlenmesi hâlinde davacı lehine zilyetlik tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gereklidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    27. Öte yandan, bozma kararı ile önceki hükmün ortadan kalktığı nazara alındığında, davanın tüm tarafları yönünden yeniden hüküm kurulmasına rağmen davada kendisini vekil ile takip ettiren davalı ... hakkında vekâlet ücreti tesisi yönünde olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir.
    28. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; eldeki dava ilan süresi içerisinde açılmış olduğundan kadastro tutanağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, 6292 sayılı Kanun"da 2/B ile ... adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin hak sahiplerine satışı düzenlenmiş olup anılan Kanun"un 2/e ve 6/1. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kullanım kadastro tutanağı düzenlenen taşınmazların ancak tutanakların kesinleşmesinden sonra satışlarının yapılabileceği, dava konusu 124 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalı olmasına rağmen yargılama aşamasında davalıya satılmış ise de bu satışın yok hükmünde olduğu, kesinleşmeyen kadastro tutanağı hakkında zilyetlik tespitine karar verilmesi söz konusu olamayacağından yerel mahkemenin bu yöne değinen gerekçesinin yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    29. Hâl böyle olunca direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenler ve yukarıda açıklanan ilave gerekçelerle bozulması gerekir.
    30. Diğer taraftan, Özel Dairenin 23.11.2015 tarihli bozma kararında geçen “…dava 07.02.2014 tarihinde açılmış olup…” ifadesinin maddi hataya dayalı olarak yazıldığı anlaşıldığından, bu ibarelerin bozma kararından çıkarılarak yerine "…dava 23.09.2010 tarihinde açılmış olup…" ifadelerinin yazılması suretiyle maddi hatanın düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle
    1- Özel Daire bozma kararında yer alan “…dava 07.02.2014 tarihinde açılmış olup…" ifadelerinin çıkarılarak yerine "…dava 23.09.2010 tarihinde açılmış olup…" ifadesinin yazılmasına ve maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine oy birliğiyle,
    2- Davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilave gerekçe ve nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Davacı ..., ... ve ... aleyhine açtığı davada kendi zilyetliğinde bulunan 124 ada 9 parselin fiili kullanım durumuna göre eksik gösterilen yüzölçümünün komşu 124 ada 8 parsel içerisinde gösterildiği iddiası ile eldeki davayı açmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne; 8 parselden 37,96 m2 kısmının davacı kullanımında olduğundan bu parselden ifrazı ile 9 parsele eklenmesine 9 parselin 188,1 m2 yüzölçümü ile ... adına tesciline davacı ...’un kullanımında olduğunun şerh edilmesine, 124 ada 8 parselin 180,25 m2’lik bölümün aynı ada parsel numarası ile muhafazasına karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı Hazinenin temyizi vekâlet ücretine ilişkin olup yerindedir, vekâlet ücreti verilmesi gerekir.
    Davalı ...’ın 37,96 m2’lik bölüme ilişkin temyiz istemine gelince;
    Özel Daire bozma kararında taşınmazın yargılama aşamasında 17.09.2014 tarihinde davalı tarafından satın alındığı, 6292 sayılı Kanun gereğince ...’a satıldığı gözetilerek zilyetliğin davacı tarafta olduğunun belirlenmesi hâlinde davacı lehine zilyetlik tespitine karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.
    Böyle bir bozma kararının yerinde olmadığı kanaatindeyim.
    Şöyle ki;
    Dava konusu 124 ada 8 parsel her ne kadar yargılama aşamasında davalı ...’a 17.09.2014 tarihinde satılmış ise de eldeki dava ilan süresi içerisinde 23.09.2010 tarihinde açılmış olduğundan kadastro tutanağı davalı olup kesinleşmiş değildir.
    Kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenen taşınmazlar yönünden tutanağın beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, kullanım kadastrosuna itiraz davası açılması hususu tartışmasızdır.
    15.01.2009 tarihinde 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa Ek-4 md. eklenmiş, bu madde ile Orman Kanununa göre 2/B md. ile ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kadastrosu ve tescili amaçlanmıştır.
    19.04.2012 tarihinde kabul edilen 6292 sayılı Kanunda ise 2/B ile ... adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin hak sahiplerine satışı düzenlenmiş olup, bu yasanın 2/e maddesinde “Kadastro tutanağı; 3402 sayılı Kanuna göre düzenlenen ve 2/B alanlarının fiili kullanım durumlarını gösteren ve kesinleşen tutanakları” tanımlaması yapılmış olup, 6/1. md. “2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31.12.2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilerden bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu kanuna göre hak sahibi sayılır” hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kullanım kadastro tutanağı düzenlenen tutanaklara ilişkin taşınmazların ancak tutanakların kesinleşmesinden sonra satışının yapılabileceği kuşkusuzdur.

    Her ne kadar yargılama aşamasında, davalı olmasına rağmen 124 ada 8 parsel davalıya 6292 sayılı Yasaya göre satılmış ise de böyle bir satışın hükmü yoktur. Tutanak henüz kesinleşmiş değildir. Kesinleşmeyen kadastro tutanağı hakkında da zilyetlik tespitine karar verilmesi söz konusu olamayacağından bu hususa ilişkin Özel Dairenin bozma kararını uygun bulan sayın çoğunluğun değerli görüşüne katılamıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi