Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/6083
Karar No: 2022/12086
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/6083 Esas 2022/12086 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, mühür bozma suçundan sanığın mahkumiyetine karar vermiştir. Ancak, sanık hakkında açılan iki ayrı davada farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının zincirleme suç oluşturduğu ve tek hüküm kurulması gerektiği gözetilmediği için, yasa dışı olarak iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Ayrıca, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulaması Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden, bu konuda tekrar değerlendirme yapılması gerekmektedir. Mahkeme kararı bu nedenlerle bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- TCK'nin 203. ve 43. maddeleri: Mühür bozma suçunu düzenler.
- TCK'nin 62. maddesi: Zincirleme suçların cezasını belirler.
- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi: Ceza indirimi hükümlerini belirler.
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi: Kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını düzenler.
11. Ceza Dairesi         2020/6083 E.  ,  2022/12086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Mühür bozma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1) Sanık hakkında düzenlenen 21.12.2010 tarihli iki ayrı iddianame ile aynı yere ilişkin 07.07.2010 ve 07.09.2010 tarihlerinde işlenen mühür bozma suçlarından açılan ve birleşen kamu davalarında; aynı yere ilişkin farklı tarihlerde işlenen mühür bozma suçlarının, düzenlenen ilk iddianame tarihine kadar zincirleme mühür bozma suçunu oluşturacağı, sanığın tespit edilen fiillerin zincirleme şekilde işlenmiş mühür bozma suçunu oluşturduğu, TCK'nin 203 ve 43. maddelerinin uygulanması suretiyle tek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı,
    2) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08.06.2022 tarihinde Başkan Vekili ...’ın hükmün açıklanmasına yönelik ek gerekçesi ve oy birliğiyle karar verildi.

    EK GEREKÇE

    Dairemizin 08.06.2022 tarih, 2020/6083 Esas, 2022/12086 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum.
    Sanığın TCK’nin 203/1, 62, 53. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.12.2014 tarih 2014/98 Esas, 2014/803 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
    Sanık hakkında aynı mahkemece 10.07.2012 tarih 2011/42 Es., 2012/453 Kr. sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
    Deneme devresi içinde sanık hakkında Küçükcekmece 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 17.12.2013 tarih 2013/443 Esas, 2013/1390 Karar sayı ile TCK’nin 86/2, 62/1, 52/2. maddeleri ile doğrudan 2.000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükümlere istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
    Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
    Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne ek gerekçe ile birlikte katılıyorum. 08.06.2022


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi