14. Hukuk Dairesi 2015/1791 E. , 2015/5695 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.10.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, muris ..."ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, murisin 09.06.2006 tarihinde vefat ettiği, davacıların muristen intikal eden ... plaka sayılı aracı 28.09.2006 tarihinde üçünçü şahıs ..."a sattıkları, davacıların veraset ve intikal vergisi beyannamesi sundukları, bu nedenlerle de mirası eylemli olarak kabul etmiş sayıldıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davacılar temyiz etmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK"nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK"nın 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Ayrıca TMK"nın Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Somut olaya gelince;
1-Davacı ..."ın muristen intikalen dul aylığı alması mirası kabul anlamına gelmeyeceği gibi, davacıların murislerinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olmaları da mirası kabul anlamında yorumlanamaz.
2-Muris ... adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın dosya içerisindeki 16.08.2002 tarihli satışa ilişkin ... Noterliğince düzenlenen ... yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile muris tarafından ... "a satıldığı, daha sonraki delillere ilişkin kayıtların araştırıldığı ancak sonraki devirlere ilişkin belgelerin bulunamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda söz konusu aracın davacılar tarafından satıldığı söylenemeyeceğine göre mirasçıların eylemli olarak mirası kabul ettiklerinden söz edilemez.
Davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda Mahkemece, muris ..."ın ölüm tarihi olan 09.06.2006 tarihi itibariyle terekesinin aktifini ve pasifini belirleyip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.