Esas No: 2020/4361
Karar No: 2022/471
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4361 Esas 2022/471 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/4361 E. , 2022/471 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.10.2016 tarih ve 2013/135 E- 2016/774 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce verilen 15.11.2019 tarih ve 2017/3207 E- 2019/2503 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu FB Dış Tic. Ltd. Şti arasında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerinin akdedildiğini, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı asıl borçlu şirketin müvekkili ve diğer ortak ... tarafından kurulduğunu, 19.12.2006 tarihinde asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesinin müvekkili ve diğer ortak tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, müvekkilinin 31.01.2007 tarihinde şirketteki hissesini dava dışı Sezai Sert'e devrettiğini, davacı bankanın gönderdiği kat ihtarnamelerinde 15.06.2007, 10.10.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 24.07.2007 tarihli business card üyelik sözleşmesine dayalı olarak 4 ayrı kredi hesabının kat edildiğinin bildirdiğini, ihtara konu edilen ve kat edilen kredi hesaplarının dayanağı olan kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, bu nedenle müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, yaklaşık 2 yıl sonra 14.12.2011 tarihinde müvekkiline 4 ayrı ihtarname keşide edilerek aynı kredilerin 19.12.2006 tarihli kredi sözleşmesi uyarınca kullandırıldığı belirtilerek ödeme talebinde bulunulduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın Selamiçeşme Şubesi ile dava dışı asıl borçlu FB Dış Tic. Ltd. Şti arasında bağıtlanan 19.12.2006 tarihli 50.000,00 -TL limitli ve bila tarihli 150.000,00 TL ile bila tarihli 120.000,00 USD'lik genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerinin davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı, bu nedenle borçtan sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, 24.07.2006 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesinde ise davalının kefalet imzasının bulunmadığı, BK'nın 490, 493 ve 494 maddeleri uyarınca, imzalanan sözleşmeleri çerçeve sözleşme niteliğinde olup, herhangi bir süre ile sınırlandırılmamış olması, belli bir krediye hasredilmediği, bu nedenle davalının şirket ortaklığından ayrılmış olması ile kefaletinin sona ermeyeceğinin kabul edildiği ve buna ilişkin davalı itirazlarının yerinde görülmediği, davacı banka tarafından asıl borçlu şirkete 4 ayrı çeşit kredi kullandırıldığı belirtilerek yasal takibe geçildiği, Bu kredilerden dolayı keşide edilen 14.12.2011 tarihli ihtarnamelerin davalıya tebliğ edilemediğinin tespit edildiği, bilirkişi incelemesi aşamasında bankanın kullandırdığı 4 ayrı kredinin hesap kat tarihi itibariyle belirtilen tutarlarına ilişkin ekstreler istenilmesine rağmen ibraz edilemediği, davacı bankanın Mecidiyeköy Şubesi'nde de bu belgelerin bulunamadığı ve alacağın temelini oluşturan hesap ekstreleri sunulamadığından bankanın takip tarihi itibariyle kredi alacağının varlığı ve yürütülmesi gereken temerrüt faiz oranının tespit edilemediği, davacı alacaklının ileri sürülen kredi hesapları için şüpheye yer bırakmayacak şekilde net bakiyelerin göründüğü ekstreler mevcut olmadığından gerçek anlamda geçerli olabilecek bir bilirkişi hesaplamasının yapılamadığı, bakiyeli olmayan ekstreler ibraz edildiğinden kesin sonuçları içermeyen hesaplamanın yapılabildiği, davacı bankanın takip konusu alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı, kat tarihi itibariyle alacağın miktarı ve davalının sorumluluğu belirlenemediğinden davanın kanıtlanamadığı, davalı tarafça kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davacının takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı yanın sunduğu belgelerin; kredi sözleşmeleri ve ihtarnameler olduğu, kredi sözleşmesinin tarafların akdi ilişkisinin varlığını kanıtladığı ve bu hususun davanın taraflarının kabulünde olduğu ancak davada kanıtlanması gereken bu kredi sözleşmeleri kapsamında kredi kullandırıldığı, ödenmediği ve takip tarihi itibari ile talep edilen alacağın varlık ve miktarı hususlarında olduğu, bilirkişinin ön raporunda davacı yanın bu hususu kanıtlamaya yönelik olarak sundukları delil bulunmadığından re'sen 4 ayrı kredinin ekstre bilgilerinin istenildiği, ekstre bilgilerinden yola çıkılarak kredinin nasıl kullandırıldığı (nakit ödeme, hesaba yatırılma, virman, havale yolu ile başka hesaba aktarma vb) bu kredinin geri ödeme bilgileri (geri ödeme olup olmadığı, kredi kullandırım şartına aykırı ve temerrüdlü durumun oluşup oluşmadığı, hesap kat şartlarının denetlenmesi) kat
tarihindeki bankanın asıl alacağının ne olduğu hususlarının belirleneceği, bilirkişi tarafından uyuşmazlık aralığında bu talep edilen belgeler üç ayrı bilgi ön raporu ile talep edildiği sadece business kredi kartının hesap ekstresinin sunulduğu, diğer kredilerle ilgili olarak da faiz genelgelerinin sunulduğu, bilirkişinin raporu kök rapor (bizzat davacı banka ilgili şubesi kayıtları yerinde incelenerek), iki ayrı ek rapor olarak düzenlendiği ve mahiyetinde; banka şubesi nezdinde talep edilen alacağın varlık ve miktarını kanıtlayan hiçbir dökümanın hazır bulundurulmadığı, hesap ekstrelerinin sunulmadığı, hangi tarihte ne kadar bir borç/alacak olduğunun belirlenemediği akreditif kredisi ile ilgili olarak da ayrıca tazmin bilgilerinin bulunmadığı, tüm kredi türleri için davacının aynı şekilde alacak miktarını kanıtlayamadığının görüldüğü, davacı yanın sadece ihtarname keşide ederek alacağı kanıtlamasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacı yan istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, davanın haksız olduğunun anlaşılması kötüniyet tazminatı açısından yeterli olmayıp, takibin kötüniyetli yapılması ve davanın da kötüniyetle açılması gerektiği, davacının kendi kayıtlarına ve elindeki belgelere göre alacak iddiasında bulunduğu ve davanın kanıtlanaması nedeniyle reddedilmiş olması karşısında, takibin kötüniyetli olduğunun kabul edilmesinin de mevcut duruma uygun düşmediği gerekçesiyle davacı ve davalı yanın istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, (temlik alan) davacı Türkasset Varlık Yönetim A.Ş. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı Türkasset Varlık Yönetim A.Ş.'ye iadesine, 20/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.