16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1815 Karar No: 2015/2756 Karar Tarihi: 26.03.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/1815 Esas 2015/2756 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/1815 E. , 2015/2756 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucunda, .... Köyü çalışma alanında bulunan, 2191 parsel sayılı 3.028,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2003 yılından beri ...... oğlu .. mirasçılarının fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla, Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın Hazine yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, çekişmeli 2191 parsel sayılı taşınmazın mevcut kullanıcı tespitinin iptali ile davacının taşınmazın hak sahibi kullanıcısı olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da Kadastro Komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiye karşı açılır. Dava 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde bulunduğundan husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilere yöneltilmesi zorunludur. Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazine yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi kabule göre de dava açılmakla tutanak itirazlı hale geldiğine ve 3402 sayılı Yasa"nın 1. maddesine göre Kadastro Mahkemesi sicil oluşturmak zorunda olduğuna göre çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken tescil hükmü kurulmayarak sicilin açık bırakılması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.