23. Ceza Dairesi 2015/7530 E. , 2016/2783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet (TCK"nın 204/1, 43, 62 ve 53. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ve hak yoksunluğu, TCK"nın 158/1-j, 43, 62/1, 52 ve 53. maddelerine göre 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 158,940 TL adli para cezası ve hak yoksunluğu)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın .... Ltd. Şti’nin büyük hisseye sahip temsile yetkili ortağı ve müdürü olduğu, şikayetçi ... Şubesine suç tarihinde müracaat ederek 100.000 TL kredi talebinde bulunduğu, bunun üzerine şirket ile banka arasında 27.04.2006 tarihli 100.000 TL’lik genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme çerçevesinde sanığın 12 adet hayali borçlular adına tanzim edilmiş senedi bankaya ciro etmek suretiyle banka tarafından tahsis edilmemesi gereken bir kredinin tahsisi amacıyla nitelikli dolandırıcılıkve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
Sanığın bahse konu senetlerin ortağı olan... tarafından temin edilmiş olduğunu, sahte olmadıklarını, senet borçlularını ortağı olan...’nın tanıyabileceğini ifade etmiş olması, dolandırıcılık kastı ile hareket etmemiş olduğunu, çekilen kredinin büyük bir kısmının ödenmiş olduğunu, kendisinin şirkette görünürde ortak olduğunu beyan etmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
1- Öncelikle sanığın ortağı olan... isimli kişinin ve oğulları oldukları anlaşılan ...ve ...’nın usulüne uygun olarak duruşmaya davet edilmesi, suça konu senetlerde keşideci olarak gözüken kişilerin kim olduğunun ve bu senetlerin ne sebeple şirket lehine tanzim edilmiş olduğunun sorulması, gerekirse haklarında kamu davası açtırılması,
2- Bankaya ibraz edilen ve sahte oldukları iddia olunan senetler bakımından öncelikle sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, söz konusu senetlerin mahkeme tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek resmi belgede sahtecilik suçunun kurucu unsuru olan iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının net bir şekilde tespit edilmesi, ayrıca sanığın, sanığın ortağı olduğu anlaşılan..., ... ve ... isimli kişilerin imza ve yazı örnekleri celbedilmek suretiyle senetler üzerinde yer alan yazı, imza ve rakamların aidiyetinin tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3-.... Bankası tarafından... şirketi adına tanımlanmış olduğu anlaşılan 27.04.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında şirkete verilen kredilere ve şirket tarafından bankaya teminat olarak verilen senetlere ilişkin kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle suça konu hangi senedin ne kadarlık borca teminat teşkil ettiğinin, senetlerin önceden tahsis edilmiş bulunan bir kredi için ödeme maksadıyla mı yoksa ibraz tarihinde henüz tahsil edilmemiş bulunan bir krediyi temin maksadıyla mı verildiğinin açıkça tespit edilmesi,
Toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
4- Kabule göre de;
a) Sanık hakkında mağdur bankaya karşı aynı suç işleme kararının icrası kapsamında dolandırıcılık suçunun değişik tarihlerde birden fazla işlediği kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmış ise de; bu hususta kendisine ek savunma hakkı tanınmamak suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması,
b) Sanık müdafiinin bankadan alınmış bulunan kredinin büyük bir kısmının ödenmiş olduğunu ifade etmiş olması karşısında; bu hususun doğruluğunun araştırılarak kısmi ödeme bakımından etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakati bulunup bulunmadığının katılandan sorulması ve neticesine göre TCK"nın 168. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının kararda tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.