1. Hukuk Dairesi 2016/11082 E. , 2020/529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, eşi ile çocukları olmadığı için kendilerine bakması ve gözetmesi amacıyla davalıyı evlat edinmek istediklerini, davalı ve ailesinin de kabul etmesi üzerine evlatlık işlemlerini başlatması için nüfus cüzdanı ile fotoğrafını davalıya verdiğini, akabinde evlatlık işlemleri için hükümet konağına gitmeleri gerektiğini bildiren davalının aldatması sonucunda kayden maliki olduğu 604 ile 1053 (yeni 106 ada 6) parsel sayılı taşınmazları davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, 79 yaşında olup, evlat yerine koyduğu yeğeni davalı tarafından kandırılabileceğini hiç düşünemediğini, satış bedeli ödenmediğini, taşınmazların halen tasarrufunda olduğunu, köyde kadastro çalışmaları başlayınca anılan taşınmazların listede olmadığını görünce devri yeni öğrendiğini, maddi durumu iyi olup, satış ihtiyacının bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Davalı, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, devirden 2 yıl sonra davacının evlat edinmek için dava açtığını, iddiaların doğru olmadığını, devam eden evlatlık ilişkisi nedeniyle taşınmazları teslim almayı düşünmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının çekişme konusu taşınmazları evlat edineceğini düşündüğü davalıya bedelsiz devrettiği, sonradan pişmanlık duyduğu, kendi muvazaasına dayanamayacağı, hile iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "… Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, davacının evlat edinmek istediği davalının evlat edinme işlemleri yapılacağı telkiniyle davacıyı tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdüğü, çekişme konusu taşınmazları temellük ettiği, davacının satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değer-lendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.02.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil davalı ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.664.14. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 04.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.