Esas No: 2020/6596
Karar No: 2022/479
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6596 Esas 2022/479 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/6596 E. , 2022/479 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.07.2020 tarih ve 2018/1241 E. - 2020/620 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Amerika Birleşik Devletleri New York Güney Bölge Mahkemesinin 21/11/2011 tarih ve 06 Civ. 5861 (JSR) sayılı kararının kesinleştiğini ileri sürerek bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tenfize konu yabancı mahkeme kararının MÖHUK’un 54. maddesi gereğince tenfizinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda, tenfizi istenilen kararın asıl karar ya da ek karar olmadığı, asıl kararın tadil edilmiş şekli olduğu ve nihai bir karar olmadığı, ayrıca tenfizi istenilen bu kararın usulüne uygun olarak kesinleştiğinin ABD yetkili makamlarınca belgelendirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 20/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50. maddesi, yabancı mahkemelerce hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş bulunan kararların, verildiği devlet kanunları uyarınca kesinleşmiş ise tenfiz kararı verilebileceğini öngörmektedir. Bu çerçevede, anılan kanun hükmünün, yabancı ilamın kesinleşmesi için, ilamın verildiği devletin kanunlarına atıf yapmakta olduğu ve şekli anlamda bir kesinleşmeyi gerekli ve yeterli bulduğu açıktır.
Bu açıklama ışığında, bozma kararından sonra oluşturulan dosya kapsamı uyarınca, dava konusu yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği ve bu hususun karar üzerine ilgili mahkeme katibi tarafından işlendiği anlaşılmaktadır. Bu husus özellikle, yabancı mahkemede görülen davanın özetine ilişkin işlem şemasında da belirtilmekte olup kararın ilamın verildiği mahkemenin tabiyetinde bulunduğu devlet mevzuatı uyarınca kesinleştiği açıktır. Keza söz konusu mahkeme kararının nihai ve tamamlayıcı nitelikte bir hüküm mahiyetinde bulunduğu da ortadadır.
Bu nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, Daire çoğunluğunun kararın onanmasına ilişkin görüşüne katılamıyoruz.