
Esas No: 2011/2954
Karar No: 2012/1659
Karar Tarihi: 05.03.2012
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2954 Esas 2012/1659 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kooperatifin kayıtlı üyesi olduğunu, ferdileşme sırasında tapunun davalının eşi adına çıktığını, bu kişinin de daireyi 3. bir kişiye sattığını, davalının taşınmazı sattığını iddia ettiği tarihten bu yana tüm genel kurul toplantılarına çağırıldığını, ortaklığın davalı tarafından 3. kişiye devredildiğinden kooperatifin haberi olmadığını, 3. kişi tarafından ortaklık için bir başvuru yapılmadığını, yönetim kurulunun buna ilişkin olumlu veya olumsuz bir kararı bulunmadığını, bu nedenle davalının üyelik sorumluluklarının devam ettiğini, davalının aidatlarını düzenli olarak ödememesi nedeniyle hakkında takip başlatıldığını, davalının da takibe haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, takibe yapılan itirazın 3.082,00 TL."lik kısmının iptalini ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif ortaklık payını...."dan devraldığını, üye olduğu süre zarfında yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kur"a sonucunda B blok 30 no.lu dairenin müvekkiline çıktığını, tapu alınmadan önce kooperatifle hesap görüldüğünü, kooperatifin 01.01.2006 tarihi itibariyle borç olmadığına dair yazı verdiğini, dairenin tapusunun müvekkilinin talebi üzerine eşi .... adına tapuya tescil edildiğini, dairenin eşi tarafından..."a satıldığını, 01.04.2006 tarihli dilekçe ile kooperatife başvurularak dairenin adı geçene satıldığı ve üyeliğin devredildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin 01.04.2006 tarihinden bu yana kooperatif ortağı olmadığını, paraların tahsilinin yeni malikten tahsil edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının kooperatif ortağı olduğu, ferdileşme sonucunda konutun davalının eşi adına tapuya kaydedildiği, davalının eşi tarafından da taşınmazın..."a satıldığı, davalı tarafça satışın yanında ortaklığında devredildiği savunulsa da, ortaklığın devredildiğine dair kooperatif yönetim kurulu kararı bulunmadığı, devirle ilgili prosedürün gerekleşmediği, takip tarihi itibariyle davalının 750,00 TL. asansör bedeli, 120,00 TL. boya bedeli, 865,00 TL. aidat olmak üzere toplam 1.735,00 TL asıl alacak ve taleple bağlı kalınarak 417,00 TL. faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın 1.735,00 TL. asıl alacak ve 417,00 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.152,00 TL. lik kısmının iptaline ve toplam
alacağın %40" ı olan 860,80 TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, kooperatif aidatlarının tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürülükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99 ncu maddesinde, bu Yasa’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, TTK.nun 5/1 nci maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.” hükmüne yer verilmek suretiyle sulh hukuk mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır.
Somut olayda ise davalı davacının iddialarına karşı, salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, kooperatif üyeliğini devretmesi nedeniyle aidat borcundan sorumlu olmayacağını savunduğundan, çekişmeli olan üyelik nedeniyle davalının hukuki durumun belirlenmesine de yönelik olan bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değerlere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır.Buna göre, davalının üye olmadığı ve dolayısıyla aidat borcu bulunmadığı yönündeki savunması ile arasındaki bağlantı nedeni ile davaya konu uyuşmazlık, esasen ticari davaların salt değerine göre görevli olan sulh hukuk mahkemesinde görülemez. Bu durumda, salt malvarlığı hukukuna dayalı olmayan işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin ödenen harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.