12. Ceza Dairesi 2015/12495 E. , 2016/12690 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : 2.640 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya içeriğine göre; davacının zimmet suçundan tutuklandığı, hakkında özel belgede sahtecilik ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda düzenlenen zimmet suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2013 tarih, 2013/57 Esas – 2013/387 sayılı kararı ile tutuklamaya konu olmayan özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, tutuklamaya neden olan zimmet suçundan ise eylemin görevi ihmal suçu kapsamında kaldığından bahisle 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, bu aşamadaki hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, ancak davacı bakımından dayanak mahkeme hükmünde belirtilen 5 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesi veya hükmün açıklanması halinde tazminat davasının şartlarının değerlendirilmesinin mümkün olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,
2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Dava dilekçesinde 2.640 TL maddi tazminat bulunulmuş ise de, bu hususta sonradan sözlü veya yazılı olarak ıslah talebinde bulunulmasının mümkün olduğu, davacı vekilinin 15.10.2014 tarihli hüküm duruşmasında dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş olduklarını ve bilirkişi raporunda belirlenen miktara hükmedilmesini talep ettiklerini belirttiği dikkate alınmadan, isabetsiz değerlendirme ile koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında ıslahın mümkün olmadığı gerekçesiyle ıslah talebine değer verilmemesi,
2- Davacının tutuklandığı tarihte ... Bankasında çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa memur statüsünde mi çalıştığı, tutuklanması nedeniyle görevden uzaklaştırılmış ise hangi tarihte görevden uzaklaştırıldığı, bu sürede maaşında kesinti yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise toplam ne kadar kesinti yapıldığı, yapılan bu kesintilerin daha sonradan kendisine ödenip ödenmediği, ödenmesi hususunda davacı tarafça dava açılıp açılmadığı, davacı istifa etmiş ise hangi tarihte istifa ettiği, işten çıkarılmış ise hangi tarihte işten çıkarıldığı araştırılarak bu hususların sonucuna göre maddi tazminat konusunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
3- Davacı tarafın talebi gereği tayin olunan maddi tazminat miktarına tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmolunması,
4- Davacı yararına hükmolunan toplam tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretinin altında kalacak şekilde 3.000 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.