17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7146 Karar No: 2017/7939 Karar Tarihi: 19.09.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/7146 Esas 2017/7939 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/7146 E. , 2017/7939 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı alacaklılar vekili, borçlu davalı ... hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını diğer davalı ..."ya devrettiğini, bu tasarrufun iptali karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... davanın dayanağı olmadığını borçlunun işlerinin çok iyi giderken birkaç müşterisinden parasını alamayınca iflas ettiğini dava konusu taşınmaz dahil tüm taşınmazlarını satarak borçlarını ödemeye çalıştığını, taşınmazın satışından sonra işyerini müvekkilinin kardeşi ..."un çalıştırdığını, borçlunun oğlunun ise işi ve müşteri çevresini bildiği için yanında işçi olarak çalıştırdığını satışın gerçek olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davacıların takibe koydukları çeklerin tarihlerinin 31.01.2013, 28.02.2013 ve 31.12.2012 tarihli oldukları tasarrufun ise bu tarihlerden önce 23.11.2012 tarihli olduğu dosyaya ibraz edilen faturaların davacılar ile ilgisi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu alacak 31.12.2012 tarihinden başlayan keşide tarihli çeklere dayalıdır. Tasarruf ise bu tarihten önce 23.11.2012 tarihinde gerçekleşmiştir. Her ne kadar çekte vade olmaz ise de ticari hayatta çeklerin de bono gibi vadeli (ileri tarihli) kullanıldığı bilinen bir gerçektir. Davacılar bu çeklerin kaynağı olarak faturalar sunmuştur. Faturayı düzenleyen ...Ltd.Şti"nin gelen ticari kayıtlar göre davacılara ait firma olduğu ve davalı üçüncü kişi vekilinin 30.12.2014 havale tarihli dilekçesinde de borçlu ile davacılar arasında ticari ilişkinin varlığı da kabul edilmiştir. Bu durumda davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, takip kaynağı çeklerin verilmesini gerektirir ticari ilişkinin doğum tarihi tesbit edilerek ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Kabule göre ise, dava koşulu yokluğundan red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.