17. Hukuk Dairesi 2015/6271 E. , 2017/7936 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, müvekkilinin işçilik alacağı nedeni ile borçlu davalı ... Ltd. Şti. hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu araçlarını diğer davalılara devrettiğinden, bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...A.Ş. vekili, müvekkilinin borçluyla tanışıklık ve akrabalığının olmadığını dava konusu araçları bedellerini ödeyerek aldığını ve ödemelerin banka havalesi ile yapıldığnı, iyiniyetli olduğunu ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece, davalı ... A.Ş"nin kötü niyeti ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu iki adet araç davacının iş aktinin feshinden yani borcun doğumundan 14.06.2010 ve 19.04.2010 tarihlerinde borçlu ile sıkı organik bağ içinde olan davalı ...ye satılmıştır. Her iki şirket ortakları arasındaki organik bağ ve iç içe ilişki nedeni ile üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ve alacaklıların ızrar kastını bilmediği iddia edilemeyeceğinden borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufların İİK"nun 280.maddesi gereğince iptali gerekecektir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.