Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12355
Karar No: 2015/20103
Karar Tarihi: 02.06.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/12355 Esas 2015/20103 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/12355 E.  ,  2015/20103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ................... İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, Müvekkili ile .................. arasında 03/10/2013 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin bu tarihten itibaren değişik görevlerde çalıştığını, ancak taraflar arasında bulunan iş akdinin 15/08/2014 tarihinde.................. tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih ihbarnamesinde 2 nolu davalı .................. Genel Müdürü ....."in imzasının mevcut olduğunu, oysaki ......"in tek başına temsil yetkisinin olmadığını, müvekkilinin son olarak .................."a bağlı .................."de "İş Geliştirme ve Proje İzleme Müdürü" olarak çalıştığını,..................."in .................."an bir parçası olduğunu ve onun bünyesinde olduğunu, bu nedenlerle .................."in tek başına bağımsız bir şirket olarak düşünülemeyeceğini, şeklen işveren .................. ise de gerçek işverenin .................. olduğunu, bu fesihten dolayı işveren sıfatıyla .................."in yanında sorumlu olduğunu, bu fesihten dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zarardan .................. ve .................."ın müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, müvekkilinin iş akdi geçerli sebebe dayanmaksızın feshedildiğini, ihtarnamede gösterilen sebebin gerçeği yansıtmadığını, feshin geçerli bir nedene dayandığını ispat etmek görevinin işverene ait olduğunu, ayrıca fesih ihbarının yetkisiz kişi tarafından keşide edildiğini, bu yönüyle de feshin geçersizliğine karar verilmesi gerektiğini iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; Kurumun taraf olarak gösterilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil kuruma diğer davalı .................. tarafından iletilen belgelerin incelenmesi neticesinde davacının, 03/10/2013 ile 15/08/2014 tarihleri arasında diğer davalı .................. bünyesinde çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiği iddia olunan 15/08/2014 tarihinde davacının, müvekkil kurum bünyesinde çalışmadığını, diğer davalı şirket çalışanı olduğunu, davacının işvereni olan diğer davalı .................."nin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre .................. Gebze Yerleşkesi sınırları içinde kurulmuş olan bir anonim şirketi olduğunu, davacı vekili tarafından her ne kadar müvekkil Kurum ile diğer davalı şirket arasında organik bağ bulunduğu ve söz konusu diğer davalı şirketin personel atamaları ve görevlendirmelerinni müvekkil kurum tarafından yapıldığı iddia edilse de, .................."nin müvekkil kurumdan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, davacının müvekkil kurumdan bağımsız bir şirketin personeli olduğunu, .................."ın herhangi bir biriminin kadrolu yahut taşeron firması bünyesinde istihdam edilmiş elemın olmadığını, bu sebeple açılan davaya husumet yönünden itiraz ettiklerini, davalı işveren .................."nin iş güvencesi kapsamında olmadığını, söz konusu iş sözleşmesinin feshi itibariyle en az 30 işçinin çalışıyor olması zorunluluğunun olduğnu, işçi sayısının belirlenmesinde ise işverenin aynı iş kolunda birden fazla işyerinde çalışan toplam işçi sayısının dikkate alınması gerektiğini, diğer davalı .................. tarafından müvekkil kuruma iletilen bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davaya konu fesih tarihi itibari ile diğer davalı .................. bünyesinde personel sayısının 27 olduğunu, bu nedenle usul ve yasaya aykırı ikame edilmiş olan iş bu davanın reddi gerektiğini, davalı işveren .................. tarafından müvekkil kuruma iletilen bilgi ve belgelerin incelenmesinde davaya konu iş akdi feshinin haklı nedene dayandığının görüleceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalı işyerinde çalışan işçi sayısı 30 dan az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı kanunun 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 60/2 maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır.
    Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam- kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik yada normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, 30 işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır. Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Dairemizin uygulaması bu yöndedir. (24.03.2008 gün ve 2007/27699 Esas, 2008/6006 Karar sayılı ilamımız).
    Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de 30 işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmelidir.
    İş Kanunu kapsamı dışında kalan ve işçi sıfatını taşımayan çırak, stajyer ve meslek öğrenimi gören öğrencilerle süreksiz işlerde çalışanlar, keza işyerinde ödünç(geçici) iş ilişkisi ile çalıştırılanlar ile alt işveren işçileri o işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılmazlar. Alt işverenin işçileri otuz işçi kıstasının belirlenmesinde dikkate alınmazlar; fakat, iş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerekir. Daha açık bir anlatımla, alt işverenlik ilişkisinin geçersiz sayılması gereken hallerde taraflarca alt işveren sayılan kişiye bağlı olarak çalışanlar otuz işçi sayısının tespitinde hesaba katılmalıdır. Alt işverenin işçileri ile geçici işçi sağlayan işverenle iş sözleşmeleri devam eden geçici işçiler, kendi işverenlerinin işyerlerinde sayının belirlenmesinde hesaba katılırlar. Ancak tarafların geçici iş ilişkisinde gönderen işveren olarak nitelendirdikleri; fakat aslında “bodro işvereni” olarak faaliyet gösteren ve yaptıkları iş, işverenlerine işçi temin etmekten ibaret olanlara kayıtlı bulunan işçiler de sayı ölçütünde gözönünde bulundurulmalıdır.
    4857 sayılı İş Kanunu, elliden fazla işçi çalıştıran tarım ve orman işçilerinin yapıldığı işyerleri ve işletmeleri kapsamı içine aldığından (İş K mad. 4/b), bu işyeri ya da işletmede çalışanlar da iş güvencesinden yararlanır. Buna karşılık, 50’den az (elli dahil) işçi çalıştıran tarım işyerlerinde çalışanlar İş Kanunu’nun kapsamı dışından kalacağından, bu yerlerde 30’dan fazla işçi çalıştırılsa dahi (örneğin, 40 işçi), bu işçilere iş güvencesi hükümleri uygulanmayacaktır. 50 İşçinin tespitinde, sadece tarım işçileri değil; diğer işçiler de dikkate alınmalıdır.
    Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır.
    Sendika işyeri temsilcileri için işyerinde 30 işçi çalışma koşulu aranmamalıdır. (Dairemizin 21.07.2008 gün ve 2008/25552 Esas, 2008/20932 Karar sayılı ilamımız).
    Yukarıda belirtilen sebeplerle; Mahkemece ilk celse davalı iş yerinde çalışan işçi sayısının otuzun altında olduğu gerekçesi ile davanın reddine hükmedilmiş ise de davalının aynı iş kolunda Türkiye genelinde başka bir iş yeri olup olmadığı, davacının veya davalı şirkette işten çıkarılanların yerlerine Tübitak"tan geçici veya sürekli görevlendirme ile eleman çalıştırılıp çalıştırılmadığı, davalı şirketin güvenlik, temizlik gibi ihtiyaçlarının Tübitak ile ortak personelden karşılanıp karşılanmadığı araştırılarak, fesih tarihi itibari ile otuz işçinin çalışıp çalışmadığı somut bir biçimde ortaya konulmalıdır.
    Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi