16. Hukuk Dairesi 2014/9756 E. , 2015/2736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL, TAPU İPTALİ VE TESCİL İLE MEN"İ MÜDAHALE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 103 ada 37, 104 ada 1 parsel sayılı 91196, 48266 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar Hazine ve ..... Köyü aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası ile diğer davacılar ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ..... ... tarafından Köy İşleri Bakanlığı aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davası ile müdahalenin önlenmesi davası, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesince çekişmeli parsel tutanakları ile dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davalı Köy İşleri Bakanlığı hakkında açılan davanın husumet yönünden, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise esastan reddine, taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... çekişme konusu taşınmazlar hakkında Haziran 1964 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu çekişme konusu taşınmazlar meradan açıldığı ve mera ihtiyaç fazlası olduğu gerekçesi ile Aralık 1964 tarihinde Hazine adına tapuya bağlanmışlardır. Davacı ..."in ölümü üzerine mirasçıları Hazine adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, mahkemece her iki dava birleştirilerek yapılan yargılama sırasında çekişme konusu taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş ve dava Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece çekişme konusu taşınmazların 1937 tarih ve 111 tahrir numaralı mera kaydının kapsamında kaldığı ve çekişmeli taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de; hükmüne uyulan önceki bozma ilamlarında mera kaydının usulünce uygulanarak kapsamının belirlenmesi ve taşınmazların öncesinin kadim mera olup olmadığının araştırılması gereklerine işaret edildiği halde bu husularda yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağı açıktır. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamında işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece hükme esas alınan fen bilirkişisi raporundan anlaşıldığı üzere 1937 tarih ve 111 sıra numaralı mera kaydının sınırlarında okunan "değirmen yolu" haricindeki hiç bir sınır sabit olmadığı gibi, güney hududunda da kaydın yönlerinde okunan herhangi bir yer mevcut değildir. Kaydın güneyinde okunan "köy harman yerleri" taşınmazın güney batısında çok küçük bir bölümü oluşturmaktadır. Kaydın kuzey hududunda okunan "İnlice Mevkii" afaki olarak belirlenmiş olup fen bilirkişisi raporunda İnlice Mevkii olarak gösterilen sınırın nasıl belirlendiğinin de anlaşılamaması karşısında mahkemece hükme esas alınan mera kaydı 4 sınır itibariyle çekişme konusu taşınmazların da içinde bulunduğu alanı çevrelememektedir. Hal böyle olunca; mera kaydı miktarı ile geçerli olup, mera kaydının 300 dönüm mera kaydının kapsamı olarak belirlenen alanın ise 5.000.000,00 metrekare yüzölçümüne sahip olduğu göz önüne alınarak kaydın miktarı kadar yeri sabit sınırlardan başlamak suretiyle tespit edilmelidir. Bundan sonra mera kaydının kapsadığı alanın kadim mera olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır. Bunun için fen bilirkişisi raporunda kaydın kapsamının belirlendiği alanın tamamını dıştan çevreleyen tüm taşınmazların (Kıllar Köyü çalışma alanındaki taşınmazlar da dahil) kadastro tespit tutanakları ve dayanak belgeleri ve temin edilebilen en eski tarihli hava fotoğrafı ile memleket haritası getirtildikten sonra taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerden seçilmiş davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ile jeodezi ve fotoğrametri uzmanı harita mühendisi, fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, mera kaydı ve kaydın kapsamında kalan alanın çevresindeki taşınmazların dayanakları uygulanmak suretiyle yukarıda açıklandığı şekilde mera kaydının kapsamı belirlendikten sonra kaydın kapsamını dıştan çevreleyen tüm taşınmazların dayanak belgeleri uygulanarak kaydın aynı derecede belgelerle mera olarak okunup okunmadığı tespit edilmeli, çevre taşınmazların mera kaydının kapsadığı alanı mera olarak okumadığı takdirde mera kaydının oluştuğu tarihte salt mera kaydının idarece oluşturulmasının kaydın kapsadığı alanın mera olarak kabul edilmesi için yeterli olmadığı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra mera kaydının kapsadığı alanın ve çekişme konusu taşınmazın bu alanın içinde kalması halinde çekişmeli taşınmazların öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile komşu parseller arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemenin, taşınmaz ve çevresi ile ilgili gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera olup olmadığı, zaman içinde taşınmazın sınırlarında değişiklik olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alan için mahkemece önceki yıllarda yapılan tüm keşifler de dinlenen yerel bilirkişiler, tanıklar ve belirtmelik bilirkişilerinin taşınmazın geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olmadığı, davacılar kullanımında olduğu yönündeki beyanları göz önünde bulundurulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında çelişki bulunması halinde, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan öncelikle mera kaydının kapsadığı alan ile kapsam dışında kalan alanın, bundan sonra dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların ayrı ayrı ve karşılaştırılmalı biçimde toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu parsellerden nasıl ayrıldığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, çekişme konusu taşınmaz ile mera kaydının kapsadığı alanın temin edilebilen en eski tarihli hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılarak taşınmazın niteliği tespit edilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli çekişmeli taşınmaz ile komşu parsellerin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın mera kaydının kapsamında kaldığı, mera kaydının kapsadığı alanın dışındaki taşınmazların kayıt kapsamını mera okuması ve kaydın kapsamının kadim mera olduğunun saptanması halinde taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, aksi takdirde taşınmazın zilyetlikle iktisap edilebileceği hususları birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.