20. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/9568 Karar No: 2015/4637
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/9568 Esas 2015/4637 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2014/9568 E. , 2015/4637 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ...; ... mahallesinde yapılan kullanım kadastrosu sırasında 1679 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olduğunun belirtildiğini, ancak anılan taşınmazın sınırında bulunan yerde de zilyet olduğu halde orman tahdidi içinde bırakıldığını, işlemin usûlsüz olduğunu ileri sürerek, kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro mahkemesince, görevli mahkemenin HMK"nın 1 ve 4. maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesiyle davacının süresinde yaptığı başvuru üzerine dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, davacının dava ettiği yerin 2/B alanı dışında orman tahdit haritası içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; orman tahdidi içinde kalan taşınmazda 2/B madde uygulaması yapılması ve zilyetliğin tespiti isteklerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1979 ve 1981 yıllarında sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve tüm ormanlarda aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 27.06.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, tüm ormanlarda aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın 1944 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, daha sonra yapılan çalışmalarda dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulamasına konu edilmediği anlaşıldığına, davacının tahdit içinde kalan taşınmaza yönelik orman rejimi dışına çıkarılması isteğiyle idareyi zorlayıcı nitelikte dava açamayacağı, kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmazlarda zilyetliğe değer verilemeyeceği gözetilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı ..."na yükletilmesine 26.05.2015 günü oy birliği ile karar verildi.