Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/24014
Karar No: 2016/1179
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24014 Esas 2016/1179 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/24014 E.  ,  2016/1179 K.
"İçtihat Metni"


Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 02.06.2015


Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda; davacı, davalı işveren nezdinde 1999-2003 tarihleri arasındaki aralıksız çalışmasında bildirilmeyen çalışmalarının tespitini talep etmiş, hizmet cetvelinde, 15.07.1999-22.12.2003 tarihleri arasında kısmi olarak bildirimleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, terditli olarak öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddine bu kabul edilmez ise, ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1- Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesindeki, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.” hükmüyle çalışmanın saptanması istemi yönünden hakkın özünü etkileyen 5 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüş, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 86/9. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre, ilgili kişi hakkında işe giriş bildirgesi düzenlenmediği, düzenlenmesine karşın yasal hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, sigortalılık bildirimini içeren dönemsel sigorta primleri bordrosunun/aylık prim ve hizmet belgesinin hazırlanmadığı veya anılan süre içerisinde Kuruma teslim edilmediği, sigorta priminin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde Kurum görevlilerince herhangi bir belirlemenin söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre içerisinde yargı yoluna başvurması zorunludur. Önemle vurgulanmalıdır ki 506 sayılı Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunda geçen Kurum deyiminin Sosyal Sigortalar Kurumu anlamına geleceği, 5510 sayılı Kanunun 3. maddesinde de bu Kanunun uygulanmasında Kurumun, .....ı ifade ettiği belirtildiğinden, hizmete ilişkin olarak .... Başkanlığı dışında yapılan saptamalar, maddelerde yer alan Kurum tespiti olarak kabul edilemez.
Hak düşürücü süre konusunda değinilen kuralın tek istisnası, kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen hizmete ilişkin olarak, Kuruma aktarılmasa dahi işveren tarafından ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapılması olgusudur. Bir başka anlatımla, sözü edilen niteliğe sahip işyerinde çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin de belgelere dayandırılması asıl olduğundan, yukarıda açıklanan durumların hiçbiri gerçekleşmemiş olsa da Kuruma aktarılmamasına karşın işverence ilgiliye ödenen ücret/maaş üzerinden sigorta primi kesintisi yapıldığı takdirde hak düşürücü süreye ilişkin hüküm uygulanamaz. Uygulama yapılırken hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak 5 yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir. Dosya kapsamından, davacının dava konusu dönem yönünden çalışmalarına ilişkin bilgisi olacak kamu tanığı araştırılmadan hüküm kurulması, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Somut olayda, davacı, 1999-2003 yılları arasında kesintisiz geçen sürelerin tespitini istemiş olup davalı Belediye tarafından, davacının mevsimlik çalıştığı belirtilmiştir. Davacının, hizmet cetvelinde, dava konusu dönem boyunca takriben yılda 6 ay süre ile bildirimleri olması ve 15.07.1999, 15.07.2000, 26.06.2001, 01.03.2002, 20.08.2003 tarihli işe giriş bildirgeleri bulunması karşısında hak düşürücü süreden bahsedilmeyecektir. Mahkemenin bu sebebe dayanan gerekçesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Mahkemenin sübut yönündeki araştırması yeterli değildir.
Mahkemece yapılacak iş; davacı isticvap edilerek, dava konusu dönemde davalı belediye de çalıştığı birim ve görevi açıklattırılıp, bildirim yapılmayan dönemlerde bu işlerin kimler tarafından yapıldığı araştırılmalı, davacının çalışmalarını bilebilecek, davacının çalıştığı birimden sorumlu kişiler ve anılan birimde çalışmaları bulunan kişiler davalı Belediye Başkanlığından araştırılıp, davacının dava konusu dönemde çalışmalarına ilişkin re’sen bilgi ve görgülerine başvurulmalı, tüm dosya kapsamı dikkate alınıp, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekili bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi