21. Hukuk Dairesi 2013/573 E. , 2014/1066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2011/524-2012/300
Davacı, vergi kaydı devam ettiğinden, Bağ-Kur sigortalılığını geçerli kabul edip, 2002-2008 yılları arasındaki SSK"lı çalışmalarını iptal ve Bağ-Kur prim borcu çıkaran Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının vergi kaydının devam ettiği gerekçesi ile 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı kabul edip, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığını iptal eden ve bu döneme ilişkin prim borcu çıkaran Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın istem gibi kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Uyuşmazlık davacının 5510 Sayılı Yasanın 4/b-1 maddesi kapsamında tarımsal faaliyeti nedeni ile sigortalılığının 5510 sayılı Yasanın 4/a bendi kapsamında zorunlu sigortalı olarak çalışmasının başladığı 26.8.2002 tarihinde sona erip ermeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten 1.10.2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa uyarınca, Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 506 ve 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği ve esnaf Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 2926 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasa"nın 33. maddesi ile değiştirilen " Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi" başlıklı 53/1 maddesi; " Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı ” hususunu düzenlemiş olmakla, önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanımıştır.
Ancak 5510 sayılı Yasanın 53/1. maddesi 01.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 33. maddesi ile değiştirilerek (b) bendi -2926 sayılı Yasa- kapsamındaki sigortalılık ile (a) bendi -506 sayılı Yasa- kapsamında sigortalılığın çakışması halinde (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınacağı şeklinde bir düzenleme getirilmiş olup, yasanın ilk halinde önce başlayan sigortalılığa üstünlük tanıyan 53/1. maddesi, 1.3.2011 tarihinde değiştirilerek, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalara geçerlilik tanınacağı şeklinde değiştirilmiş ve 6111 sayılı Yasanın Geçici 33. maddesi ile de bu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı ayrıca hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; mevcut yasal düzenlemelere göre değerlendirme yapılmadığı ortadadır. Kaldı ki davacı tarafından esnaf Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin prim borcunun 6111 sayılı Yasadan faydalanmak sureti ile ödenmek için Kuruma başvurulduğu ve Kurumun 1.1.1997-30.4.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresine ilişkin prim borcunu davacıya tebliğ ettiği ancak davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; 1.10.2008 ile 1.3.2011 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa ile değişik 33. maddesi dikkate alınarak sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.