17. Hukuk Dairesi 2015/7833 E. , 2017/7917 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, harca esas değeri 15.000 TL göstererek, davalıya zorunlu trafik sigortalı araçta sürücü ve yolcu olan dört murisin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, davacı ..."in yolcu murisler ... ve ..."nin çocuğu olduğunu, davacı ..."in sürücü muris ..."un eşi ve yolcu muris ..."nin annesi olduğunu, davacı ..."in sürücü muris ..."un kızı ve yolcu muris ..."nin kız kardeşi olduğunu, davacı ..."nin de sürücü muris ..."un kızı ve yolcu muris..."nin kız kardeşi olduğunu, davacıların her bir murisinin ölümü nedeniyle ayrı ayrı destekten yoksun kaldığını beyanla, HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak belirlenecek tazminatların davalının temerrüt tarihi olan 03/12/2011 tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle taleplerini davacı ... için muris eş ...’dan dolayı 117.098,25 TL, davacı ... için muris baba ...’dan dolayı 1.451,26 TL, davacı ... için muris baba ...’dan dolayı 11.429,62 TL, davacı ... için muris baba ...’dan dolayı 33.475,97 TL ve muris anne ...’den dolayı 2.642,78 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçeden doğan sorumluluklarının bedeni zararlarda azami 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacı küçük ..."e yolcu muris anne...’den dolayı 27.364,97 TL, davacı ..."e yolcu muris kızı ... nedeniyle 31.090,72 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, muris sürücü ... kazaya tam kusuru ile sebebiyet verdiğinden mirasçıları ..., ... ve ..."in zorunlu tarfik ... poliçesinden faydalanamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacılar vekilinin ıslah talebinin zaman aşımı nedeniyle reddine, davanın 15.000,00 TL olarak kabulü ile; 23/04/2012 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketi (Güvence Hesabı) sorumlu olacağına (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas,2013/74 karar sayılı, HGK"nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas-2015/2626 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
HUMK’un 381., 388. ve 389. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 388. maddesinde; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut olayda tek taraflı trafik kazasında sürücü muris ..., yolcu murisler ..., ... ve ... vefat etmiştir. Davacı ... yolcu murisler ... ve ..."nin çocuğu olduğunu, davacı ... sürücü muris ..."un eşi ve yolcu muris ..."nin annesi olduğunu, davacı ... sürücü muris..."un kızı ve yolcu muris ..."nin kız kardeşi olduğunu, davacı ... de sürücü muris ..."un kızı ve yolcu muris ..."nin kız kardeşi olduğunu beyan ederek, her bir davacı her bir murisinin ölümü nedeniyle ayrı ayrı destekten yoksun kaldığını beyanla, HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak 15.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Mahkemece davacılar vekilinin ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın 15.000,00 TL olarak kabulü ile; 23/04/2012 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hükümde hangi davacı için hangi muris nedeniyle ne kadar miktar tazminata hükmedildiği açık olmayıp bu durumda mahkemece HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda her bir davacıya dava dilekçesinde hangi murisin ölümü nedeniyle ne kadar tazminat istemi olduğunun ayrı ayrı açıklattırılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3- Kabule göre de; 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacılar HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, zararlarını 30.09.2013 tarihli bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiş ve harcını da tamamlamıştır. Davalı tarafça ıslah zamanaşımı itirazında bulunulmuş ve mahkemece yerinde olmayan gerekçelerle ıslah zamanaşımının dolduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... ki belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımı da söz konusu değildir. Bu durumda mahkemece ıslah zamanaşımının dolmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 19.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.