18. Hukuk Dairesi 2015/5825 E. , 2016/1202 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 181 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu veya kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmamış, bilirkişi raporunda da taşınmazın sulu ya da kuru olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmadan kapitalizasyon faiz oranı %5 alınmak suretiyle bedel tespit edilmiştir. Taşınmazın öncelikle sulu- kuru ayrımı yapılmalı, sulu olarak tespiti ile yetinilmeyip sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama veya başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmesi, pompalama ile sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerekir.
Ayrıca taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olduğunun tespiti halinde ise ekilmesi mutad olan ürünlerin neler olduğunun gıda tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden sorulup, bu ürünlere ait dekar başına ortalama verimi, kg başına satış fiyatı ve üretim giderlerine ilişkin veri cetvelinin getirtilerek düzenlenecek rapora göre hüküm kurulması gerekirken, yetersiz araştırma, eksik inceleme ile taşınmazın sulu ya da kuru olup olmadığı yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmadan kapitalizasyon faiz oranı %5 alınmak ve kuru arazilerde uygulanan münavebe planı ve bu ürünlere ait kuru şartlardaki ilçe tarım müdürlüğünün ortalama verim, fiyat ve maliyet cetveline göre karar verilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın; konumu, nitelikleri, yerleşim yerlerine olan uzaklığı dikkate alındığında, % 300 oranında objektif değer artışına neden olabileceği gözetilmeden, mahkemece % 100 oranında objektif değer artışı uygulayan raporun hükme esas alınması,
Kabule göre;
3-Bilirkişi raporunda buğday verileri esas alınarak buğday ve fiğ münavebesi uygulandığı halde maddi hata sonucu buğday yerine arpa yazılması,
4-Münavebeye alınan buğdayın yan ürünü samanın net gelir hesabında değerlendirmeye alınmaması,
5-Yargıtay uygulamalarına göre, dikkate alınması gereken özel bir neden veya yanlış bulunmadığı takdirde ciddi istatistiki bilgilere dayandığı bilinen gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü ortalama verilerinin (dekar başına verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatı) değerlendirmeye esas alınırken, üretim giderlerine tarla kirası, masrafların faiz karşılığı ve genel idari giderler dahil edilmemelidir. Resmi veri listesindeki üretim giderlerini oluşturan unsurlar arasında yer alan masrafların faiz karşılığı, genel idari giderler ve tarla kirası düşülmeden hesaplama yapan ve böylece, üretim giderlerini yüksek almak suretiyle taşınmazın net gelirini düşük bulan bilirkişi kurulu raporunun mahkemece kabul edilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.