MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, 09.06.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _
Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, annesinin teyzesi murisi ..."nun 19.01.1960 tarihinde evli ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, mirasının bu nedenle yeğenlerine geçtiğini belirterek murise ait mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya içerisindeki belge ve delillere göre davacı ..."nın yasal mirasçı olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı hükmü, murisin anne adı ile anneannesinin adlarının aynı olmasının kardeş olduklarını gösterdiği, altsoyunun araştırılmadan karar verildiği, iddialarının nüfus kayıtları bulunamadığı takdirde tanık beyanı ile de ispat edilebileceği gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurulmasına yeterli değildir. İlçe Nüfus Müdürlüğünün dosya içerisindeki cevabi yazısında muris ..."nun 1341 yılı yersel yazımında eşi ile birlikte yazılıp çocuksuz olarak vefat ettiği, annesinin, babasının ve kanuni mirasçılarının tespit edilmediği bildirilmiştir.
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir (TMK m. 30/2). Davacı dava dilekçesinde, delil listesinde tanık deliline de dayandığından mahkemece davacıya tanık listesi vermesi için imkan tanınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.