22. Hukuk Dairesi 2014/32731 E. , 2016/4414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ile bakiye süre ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile işçi-işveren ilişkisi kurulmadığını belli ücret karşılığı diplomasını kullanıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının ücret isteğinin reddine, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4758 sayılı İş Kanunu"nun 8. maddesinde “iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmesidir” tanımlaması yapılmıştır. Bu tanımlamaya göre iş hukuku açısından iş sözleşmesi iş görme, ücret ve bağımlılık unsurlarından oluşmaktadır.
Bağımlılık iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasında temel bir ilke olup bu unsur hizmetini işverenin denetimi, gözetimi ve yönetimi altında yapmayı ifade eder. Ne varki, iş hukukunun dinamik yapısı ortaya çıkan atipik iş ilişkileri, yeni istihdam modelleri, bu unsurun ele alınmasında her somut olayın niteliğinin göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır.
İş sözleşmesinde işçinin (gerçek kişinin) iş görme edimi üstlendiği açıktır. İşçi, iş görme edimini sadece fiziki yani bedensel güçle değil düşünsel, bilimsel çalışma gibi farklı şekillerde de gerçeleştirebilir.
Somut olayda ziraat mühendisi olan davacı gıda işleri üzerine faalliyet gösteren davalı işyerinde iş sözleşmesi ile çalışıtğını ileri sürmüştür. Taraflar arasında yapılmış “Sorumlu Yönetici Sözleşmesi” içeriğinde sorumlu yöneticiye gelecek her türlü maddi-manevi cezadan sorumlu olmayacağı garantisinin verildiği görülmüştür. Davacının sözleşmede tanımlanan işi 5179 sayılı Kanun ve yönetmeliklerde sayılan görevler olarak açıklanmış, bunların özü itibaryle de gıda üretim zincirinde güvenirliği ve hijyenini, sağlamak, gerekli denetim gözetimleri yapmak, onaylamak olduğu bilimektedir. Ancak toplum sağlığını ilgilendiren bu işte çalışan davacının ihmalleri veya benzeri nedenlerle işinde aksaklıkları sebebi ile cezaya mazruz kalması durumunda bundan sorumlu tutulmaması işin özüne aykırıdır. Bu hüküm, bir yerde davacının işin başında olmadığından muhtemel cezai risklerden korunması amacının güdüldüğünü düşündürmektedir.
İş sözleşmesinin unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği de mahkemece yeterince tartışılmamıştır. Davacı tanık göstermediği gibi davalının gösterdiği tanıklarda da davacının fiilen çalışmadığını sadece diplomasından yararlanıldığını beyan etmişlerdir. Davacının sözleşme süresince işyerinde herhangi bir işlem yaptığına dair imzasını içeren bir uygulama belgesi de dosyaya sunulmamıştır. Gıda üretiminin kanun ve yönetmeliklerle sıkı denetime tabi tutulduğu bilinmekte olup davacının sorumlu yönetici olarak üretim sürecine katıldığını gösteren bir delil bulunmaması iş görme ediminin gerçekleşmediğini diğer bir anlatımla fiili çalışmanın bulunmadığını ortaya koymaktadır. Davacının imzasının hiçbir süreçe kullanılmamış olması, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, sözleşme ile her türlü cezai sorumluktan muaf tutulması ve tanık anlatımları dikkate alındığında meslek unvanı sebebi ile sorumluluk üstlendiğinden de bahsedilemeyecektir. Kaldı ki sözleşme süresinde davacının aynı sürler için bazen iki bazen üç ayrı ve başka işyerlerinden sigorta primlerinin tam çalışma esasına göre Kuruma bildirildiği hizmet cetvelinden de anlaşılmaktadır. Tüm bu sebepler dikkate alındığında iş sözleşmesinin iş göreme ediminin somut olayda gerçekleşemediği anlaşıldığından davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.