Esas No: 2021/4419
Karar No: 2022/446
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/4419 Esas 2022/446 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/4419 E. , 2022/446 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12.HUKUK DAİRESİ
BİRLEŞEN DAVA : ÇERKEZKÖY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2014/387 ESAS
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.01.2019 tarih ve 2013/161 E- 2019/4 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 18.03.2021 tarih ve 2019/2023 E- 2021/387 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davacı ile davalıların, davalı şirket adına kayıtlı Tekirdağ Çerkezköy İlçesi Karaağaç, OSB 12 pafta 900 ada 8 parselde kayıtlı 20.785 m2 yüzölçümlü arsa üzerinde bulunan fabrika binasının arazi ve müştemilatları ile birlikte satımı konusunda haricen 20.07.2011 tarihli ''Fabrika Satış Sözleşmesi'' imzaladıklarını, bu sözleşme çerçevesinde davacının farklı tarihlerde davalıya elden ya da banka yoluyla toplam 2.426.000,00 TL ve 277.500,00 USD ödediğini, bunun yanında satışa konu fabrikanın çok kötü durumda olması nedeniyle davalıların bilgisi ve onayı dahilinde fabrikanın tadilatı için 350.000,00 TL harcama yaptığını, davacının davalıya yaptığı ödemelerin 2.650.000,00 TL'sinin Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasında kambiyo takibine konu edildiğini, sözleşmenin 8. maddesinde satıcının 1.360.000,00 TL ödemeyi tahsil ettikten sonra satışa konu gayrimenkul üzerinde bulunan hacizlerle ilgili icra borçlarını tasfiye ederek hacizlerin kaldırılmasını sağlayacağının kararlaştırıldığını, ödemenin davalılarca fazlasıyla tahsil edilmiş olmasına rağmen, davalıların hacizlere konu borçları ödemeyerek taşınmazın tapu kaydı üzerindeki hacizleri kaldırmadığını, ayrıca sözleşmenin 2. maddesine göre kurumlara ödeme yapılmak üzere davacı tarafça davalı ...'ya muhtelif tarihlerde ödeme yapılmasına rağmen, davalı tarafça kurum ödemelerinin yapılmadığını, davalıların hacizleri kaldırmaması ve kurum ödemelerini yapmaması nedeniyle davacının ödemeleri durdurduğunu, bunun üzerine davalı Urgancılar A.Ş. tarafından Bakırköy 45. Noterliği'nin 06.08.2012 tarih, 10825 yevmiye sayılı ihtarnamesinin taraflarına gönderilerek sözleşmenin davalı tarafça feshedildiğini, bu ihtarname sonrasında sözleşme çerçevesinde davacıya verilen 1.360.000 TL bedelli teminat senedinin davalıya iade edildiğini, davacının davalıya yapmış olduğu ödemeleri iade maksadı ile davalı tarafça, davacının yaptığı ödemelere mahsuben ödeme aracı olarak davacıya 2.650.000,00 TL bedelli senet verildiğini, davalı ile akabinde yapılan görüşmelerde fesihten vazgeçildiğini, sözleşmenin aynı şartlarla geçerli olduğunun kararlaştırıldığını, taraf iradeleri sözleşmenin devamı yönünde olduğundan senedin vade tarihinde davacı tarafça işlem yapılmadığını, ancak davalıların bundan sonra da sözleşme çerçevesinde ödeme almaya devam etmelerine rağmen hacizleri fek etmeyerek kurum ödemelerini de gerçekleştirmediklerini, Nisan 2013'de karşılıklı yapılan görüşmeler ile tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin sona erdirilmesine karar verdiğini, satım konusu fabrikanın üçüncü kişiye satılacağı bilgisinin alınması üzerine davalı tarafça düzenlenen 2.650.000,00 TL bedelli senedin Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, kalan 126.000,00 TL ve 277.500,00 USD ödemenin bu dava ile talep edildiğini, davalıların Beyoğlu 35. Noterliği'nin 19.04.2013 tarih 16561 yevmiye sayılı ihtarnamelerinde kötü niyetli olarak davacıya borçlarının olmadığını beyan ettiklerini iddia ederek kambiyo takibinde talep edilen 2.650.000,00 TL dışında kalan miktar olan 277.500,00 USD ve 126.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ayrı ayrı hesap edilmek kaydıyla ticari işlerdeki temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalıya fabrika binası satımına dair sözleşme çerçevesinde muhtelif tarihlerde olmak üzere toplam 2.426.000,00 TL ve 277.500,00 USD ödediğini, bununla beraber satışa konu fabrikanın çok kötü durumda olması nedeni ile davalıların bilgisi ve onayı dahilinde fabrikanın tadilatı, boyası, onarım işleri ve sair işler ve işlemler nedeni ile 350.000,00 TL harcama yaptığını, sözleşmenin 8. maddesi çerçevesinde satıcının 1.360.000,00 TL ödemeyi tahsil ettikten sonra satışa konu gayrimenkulün üzerinde bulunan hacizlere konu icra borçlarını tasfiye ederek hacizleri tapu kaydı üzerinden kaldırması gerektiğini, davalının üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun akabinde davalı Urgancılar Tes. Paz. A.Ş.'nin Bakırköy 45. Noterliği'nin 06.08.2012 keşide tarihli ve 10825 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini, ihtarname sonrasında sözleşme çerçevesinde müvekkile verilen 1.360.000,00 TL bedelli teminat senedini iade aldığını ve müvekkilinin yapmış olduğu ödemeleri iade maksadı ile yapılan ödemelere mahsuben müvekkiline 2.650.000,00 TL bedelli senet verildiğini, ardından davalılarla yapılan görüşmeler neticesinde fesihten vazgeçildiğinin ve sözleşmenin aynı şartlarda geçerli olduğunun aynı zamanda şirket yetkilisi olan ... tarafından müvekkiline yazılı olarak bildirildiğini, taraf iradelerinin sözleşmenin devamı yönünde olduğundan senet ile ilgili olarak vade tarihinde herhangi bir işlemin o dönem için yapılmadığını, Nisan 2013 ayında taraflar arasında yapılan son görüşmelerde davalılar taahhütlerini yerine getirmeyeceklerini beyan ettiğinden, davalıların aldıklarını iade etmesi ve müvekkilinin zararlarını karşılaması kaydı ile tarafların karşılıklı olarak sözleşmenin sona erdirilmesine karar verdiklerini, bu süreçte haricen alınan duyumlar neticesinde sözleşmeye konu edilen fabrika binasının arazisi ile birlikte müvekkil dışında bir başka kişiye satılmak üzere olduğunun bilgisini aldıklarını bu sebeple Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/160 D. İş sayılı dosya ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve alınan karar ile birlikte Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, iş bu dosya borcunun satışa konu fabrika binasını sonradan satın alan Samet Kalıp ve Madeni Eşya San ve Tic. A.Ş. tarafından borçlu davalılar ile yaptıkları sözleşme çerçevesinde icra dosyasına yatırılmak sureti ile icra dosyasının infaz edildiğini, icra dosyasının infaz edilmiş olmasına rağmen davalılar tarafından Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı takibin iptali için Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2013/103 esas sayılı dosyasının devam ettirildiğini, müvekkilinin alım-satım bedeli olarak ödediği ödemeler ve satışa konu fabrika binasında davalıların rızası dahilinde yaptığı iyileştirme masrafları toplamından Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 sayılı dosyasında takibe geçilen tutarı düştükten sonra kalan 126.000,00 TL ve 277.500,00 USD’lik kısımlarla ilgili alacağın tespiti ve tahsili için Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/161 esas sayılı davasını açtığını, sözleşme çerçevesinde davalıların aldıklarını iade etmek yerine, takibin iptali ve sair yollara tevessül etmesinin, dilekçelerinde ve sair yazılarında sözleşmeden kaynaklı müvekkiline herhangi bir borçlarının olmadığının söylenmesinin borçluların kötü niyetinin en açık göstergelerinden olduğunu iddia ederek sözleşme çerçevesinde müvekkilinden tahsil edilen alım satım bedellerinden 2.650.000,00 TL’lik kısım için müvekkilinin alacaklı olduğunun tespiti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren ayrı ayrı hesap edilmek kaydıyla ticari işlerdeki temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalılar vekili, ...'nın pasif husumet ehliyetinin olmadığını, müvekkili ...'nın Urgancılar A.Ş.'nin yetkilisi olduğunu, fabrikanın davalı ...'nın şahsına ait olmadığını, fabrikanın müvekkili olan davalı Urgancılar A.Ş.’ye ait olduğunu, ...'nın davaya konu 20.07.2011 tarihli fabrika satış sözleşmesini şahsı adına olmayıp şirket yetkilisi sıfatıyla imzaladığını, ...'nın sözleşme altındaki imzalarının şirket kaşesi üzerine şirketi temsilen atılmış imza olduğunu, ...'nın sözleşmede şahsi kefaletinin de olmadığını, müvekkili ...'nın sözleşme çerçevesindeki tüm ilişkilerde şahsı adına değil şirketi temsilen hareket ettiğini, müvekkili ...'ya açılan davanın esastan da reddi gerektiğini, davacının Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasıyla takibe koyduğu 2.650.000 TL'lik senedin davalılarca davacıya ödeme amacıyla verildiği iddiasının doğru olmadığını, bu senedin teminat senedi olduğunu, bu senedin sözleşmede bahsi geçen 1.360.000,00 TL bedelli teminat senedi yerine verildiğinin de davacı tarafından 1.360.000,00 TL bedelli senedin arkasına bizzat davacı tarafından yazılıp imzalanmış olduğunu, davacının müvekkillerine ödeme yapmasına rağmen hacizlerin kaldırılmadığını ve kurum borçlarının ödenmediği yönündeki iddiasının da doğru olmadığını, asıl davacının sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmediğini, davacının sözleşmenin 3. maddesindeki 1.360.000,00 TL'lik ödemeyi 15 gün içerisinde yerine getirmediğini, ayrıca para ödenmesine rağmen kurum ödemelerinin zamanında yapılmadığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca 31.12.2011 tarihine kadar ödemesi gereken bedelleri ödemediğini, bu nedenle müvekkili tarafından Beyoğlu 35. Noterliği’nin 19.04.2013 tarihli, 16561 yevmiye numaralı ihtarı ile 20.07.2011 tarihli sözleşmenin feshedildiğini, davacının sözleşme ile üstlendiği bedel olan 2.600.000,00 USD'nin tamamının 31.12.2011 tarihine kadar ödenmediğinin davacı tarafın delil listesi ile sunduğu ödeme tabloları ve makbuzları ile sabit olduğunu, davacının şirkete ait fabrika binasına tadilat yaptığı iddiasının doğru olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen 20.07.2011 tarihli sözleşmede davacının müvekkili şirkete ait fabrikada tadilat yapacağına dair herhangi bir hükmün bulunmadığını, davacının tadilat yaptırdığına dair sunduğu belgelerin hiçbirinin müvekkilinden sadır olmadığını, söz konusu belgelerin adi yazılı olup üçüncü kişilerce her zaman tanziminin mümkün olduğunu, bu nedenle müvekkilleri aleyhine delil olma vasfının olmadığını, tadilat yapıldığını kabul etmemekle birlikte sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, davacının iddia ettiği alacağı kesinlikle kabul etmediklerini, davacının varlığını iddia ettiği alacağından daha fazlasını Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyası ile tahsil etmiş olduğunu, bu paranın iade edilmediğini, zaman aşımı ve derdestlik itirazları bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, davacı ile davalı Urgancılar Tes. A.Ş. arasında 20.07.2011 tarihli harici fabrika satış sözleşmesi akdedildiği, davalı tarafın davacıya gönderdiği Beyoğlu 35. Noterliği’nin 19.04.2013 tarih, 16561 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 20.07.2011 tarihli fabrika satış sözleşmesini fesih iradesini bildirmiş olup sözleşmenin feshi konusunda tarafların mutabık olduğu, bu nedenle davacının bu sözleşmeden dolayı davalı tarafa yaptığı ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iade edilmesi gerektiği, davacı tarafından davalıya toplamda 2.770.056,14 TL ödendiği ve bu miktardan davacı tarafından icra takibi ile tahsil edilen 2.650.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan 120.056,14 TL'nin asıl davada davalı tarafça davacıya iadesinin gerektiği, davacının bahse konu taşınmazda yaptığı tadilat ve işlerin bedelinin 76.465,68 TL olduğu, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olması nedeniyle davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, asıl davada davacının 76.465,68 TL tadilat masrafı ve 120.056,14 TL sözleşme nedeniyle ödenen alım-satım bedeli toplamı 196.521,82 TL alacağının bulunduğu, birleşen davada ise 2.650.000,00 TL bedelli senede dayalı borç nedeniyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/160 D. İş sayılı dosyasında davalılar lehine ihtiyati haciz kararı aldığı ve bu senedi Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasında takibe koyduğu, senet bedelinin dava dışı üçüncü kişi Samet Kalıp ve Madeni Eşya San. ve Tic. A.Ş.'den tahsil edilerek icra dosyasının infaz edildiği, akabinde davalıların Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı takibinin iptali için Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/103 esas sayılı dosyasında takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla dava açtığı, Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddedildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nce 2.650.000,00 TL bedelli senedin TTK'nın 776/1-b maddesinde yer alan kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi unsurunu içermediğinden, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulduğu, yerel mahkeme kararının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile 196.521,82 TL alacağın asıl dava tarihi olan 17.05.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalı Urgancılar Tes… A.Ş.'den alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın reddine, davalı ...'nın davacıya karşı kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu gösterir herhangi bir anlaşma bulunmadığı, davalı ...'nın şirket adına ve hesabına işlem yaptığı, bu nedenle davalı ...'nın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ... yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, taraflar arasında davalı şirketin maliki olduğu taşınmazın üzerindeki fabrika binası ve müştemilatları ile birlikte davacı alıcıya satılması hususunda 20.07.2011 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 1'inci maddesi ile satış bedelinin 2.600.000,00 USD olarak belirlendiği, bu bedelden 1.716.607,00 TL kısmının davacı tarafından davalı şirkete ait borçlar nedeniyle SGK'ya ve vergi dairelerine ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşme ile ilgili dosyaya ibraz edilen bazı suretlerde davalı şirket adına diğer davalı ... tarafından tek imza atıldığının görüldüğü, diğer bir surette davalı ...'nın davalı şirketi temsilen attığı imzanın yanı sıra başka bir imzası daha bulunduğu, fakat sözleşmeye konu olan taşınmazın şirket adına kayıtlı olduğu, sözleşmede davalı ... Urgacı'nın şahsi sorumluluğunu düzenleyen bir hüküm bulunmadığı, davalı ...'nın diğer davalı şirketi temsilen hareket ettiği, davalı ... tarafından aval verilen 2.650.000,00 TL senedin kambiyo vasfı bulunmadığı, açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davalı ... yönünden pasif husumet ehliyet yokluğu nedeniyle asıl ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, ödendiği sabit olan 55.100,00 USD'nin de dikkate alınmasıyla davacının davalıya toplam ödemesinin 277.478,00 USD ve 2.368.650,37 TL, taşınmazla ilgili yapılan imalat bedelinin ise 76.465,68 TL olduğu, İlk Derece Mahkemesi’nce davacının alacağı Türk Lirası üzerinden tespit edilmiş olup 55.100,00 USD dışındaki USD cinsinden yapılan diğer ödemeler Türk Lirası’na çevrilmek suretiyle hüküm kurulduğu, bu hususun davacı tarafından açıkça istinaf nedeni yapılmadığı, bu durumda 2.770.056,14 TL'den birleşen davaya konu edilen 2.650.000,00 TL kısmın mahsubu ile bakiye 120.056,14 TL, 55.100,00 USD ve tadilat masrafı 76.465,68 TL yönünden asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından yapılan toplam ödeme miktarı dikkate alındığında asıl davada hariç tutulup, birleşen davaya konu edilen 2.650.000,00 TL ödemenin yapıldığı ispatlandığına göre birleşen davanın da bu miktar yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiği, her ne kadar birleşen davada Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı takip dosyasından dolayı tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesi talep edilmiş ise de, bahsi geçen icra takibi dosyası iptal edildiğinden ve icra aşamasında mahsuplaşma her zaman mümkün olduğundan birleşen davada hükmün tahsilde tekerrür olmama şartına bağlanmadığı, her ne kadar davacı tarafından hükmedilen alacağa her bir ödeme tarihinden ayrı ayrı faize hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin iadesi ile ilgili 25.04.2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, ihtarnamenin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiğine dair mazbatanın dosyada bulunmadığı, aynı ihtarnamenin davalı tarafından asıl davadaki cevap dilekçesi ile delil olarak ibraz edildiği, bu nedenle birleşen davada temerrüdün davalının asıl davada cevap dilekçesini sunduğu tarih itibariyle gerçekleştiğini kabul etmek gerektiği, yargılamada yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının asıl ve birleşen dava yönünden kaldırılmasına, asıl davada, davanın kısmen kabulüne, satış bedelinden bakiye 120.056,14 TL ve 55.100,00 USD'nin dava tarihinden itibaren TL alacağa avans, yabancı paraya 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca temerrüt faizi işletilerek davalı Urgancılar Tesisat Malz. San. Tic. Paz. A.Ş.'den tahsiliyle davacıya ödenmesine, tadilat bedelinden 76.465,68 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalı Urgancılar Tesisat Malz. San. Tic. Paz. A.Ş.'den tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davada, davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne, 2.650.000,00 TL'nin 16.09.2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı Urgancılar Tesisat Malz. San. Tic. Paz. A.Ş.'den tahsiliyle davacıya ödenmesine, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve özellikle asıl davada davacının dava açarken USD alacağı bakımından, TBK m. 99/3’te düzenlenen seçimlik hakkını, alacağın USD olarak ödenmesi olarak tercih etmiş olmasına, birleşen davada ise HMK m. 114/1-h hükmünde öngörülen hukuki yarar dava şartının, başlangıçta mevcut olmadığı kabul edilse bile yargılama aşamasında gerçekleştiğinin dosya içeriği ile sabit bulunmasına, esasen başlangıçta mevcut olmayan bir dava şartının makul bir şekilde sonradan tamamlanabileceğinin kabul edilmesinin usul ekonomisi ilkesine uygun olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalıların temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 150.969,65 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalılardan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluğun Bölge Adliye Mahkemesi’nin asıl davada verdiği hükme yönelik kararın onanması yönündeki görüşüne iştirak etmekteyim.
Birleşen davaya gelince;
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinden tahsil edilen alım satım bedellerinden 2.650.000,00 TL’lik kısım için müvekkilinin alacaklı olduğunun tespiti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren ayrı ayrı hesap edilmek kaydıyla ticari işlerdeki temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesinden, davalıların 2.650.000,00 TL senedin takibe konulduğu (senet bedelinin tahsil edildiği) Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasındaki kambiyo takibinin iptali için davacı ... aleyhine Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, bu mahkemenin 14.11.2013 tarih, 2013/103 esas ve 2013/209 karar sayılı kararı ile takibin iptali talebinin reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davalıların temyiz kanun yoluna başvurdukları, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25.03.2014 tarih, 2014/5712 esas ve 2014/8582 karar sayılı ilamı ile mahkemece teminat iddiası ispat edilmiş olmakla, dayanak senet TTK’nun 776/1-b maddesinde yer alan kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi unsurunu içermediğinden, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulduğu karar henüz kesinleşmeden birleşen davanın da bu bozma ilamından sonra 29.05.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi tarafından henüz Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2013/2114 esas sayılı dosyasındaki kambiyo takibinin iptali kararının kesinleşmemiş olmasına, yine anılan bu takipte davacıya ödenen senet bedelinin dava tarihi itibariyle iadesinin gerçekleşmemiş bulunmasına, henüz tahsil edilen paranın da iade edilmemesi nedeniyle, henüz davacının istenebilir bir muaccel alacağının bulunmadığı, davacının birleşen davayı açmakta dava tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca hukuki yararının bulunmadığı, somut olayın özellikleri dikkate alındığında usule ilişkin olmayan hukuki yarar dava şartının dava açıldıktan sonra tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı, buna göre birleşen davanın HMK’nın 115. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden birleşen dava yönünden sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne iştirak etmemekteyim.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.