Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23969 Esas 2016/1170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/23969
Karar No: 2016/1170
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/23969 Esas 2016/1170 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/23969 E.  ,  2016/1170 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    1-Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi, gerek, mahkemece, gerekse Yargıtay’ca, tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
    Öte yandan, taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
    Eldeki davada, davacı, 15/03/1995-03/07/2009 tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde geçen çalışmalarının tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının, 28.05.2003-30.06.2009 tarihleri arasında Kuruma bildirilen süreler hariç davalı .... nezdinde çalıştığının kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Davalı ...’in gerçek işveren olup olmadığının belirlenerek işveren olmadığı kabul edildiği takdirde hakkında husumetten red kararı verilmesi gerekirken olumlu-olumsuz her hangi bir karar verilmemesi isabetsizdir.
    2-Davanın kısmen kabulüne karar verişmiş iken kabulüne denmesi ve kısmen kabulün sonucu olarak yargılama giderlerinde kabul/red oranı uygulanmaksızın tamamının davalılara yüklenmesi ile birlikte davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir
    O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... ve ....."den alınmasına, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.