22. Hukuk Dairesi 2014/32719 E. , 2016/4410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesini haklı feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, isteklerin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Somut olayda, işyerinde mikser opreatörü olarak çalışan davacı, sigorta gün ve primlerinin eksik yatırıldığını bu gerekçe ile işveren hakkında idari şikayette bulunduğunu, asgari ücreta altı ayda bir gelen zammın kendisine yansıtılmadığını buna ilişkin itirazları üzerine, işinin sevkiyat olarak değiştirildiğini bu sebeple iş sözleşmesini feshettiğini bildirmiştir. Davacının işyerinde aldığı ücret, iddia ettği gibi 1.021,50 TL bürüt olarak kabul edilerek alacaklar hesaplanmıştır. Davalının da bu ücret açık temyiz itirazının bulunmadığı görülmüştür. Davacının Kayseri Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne verdiği 07.10.2013 tarihli şikayet dilekçesinde el yazısı ile mesai ücretinin sigorta primine yansıtılmadığını oysa fazla mesai ile birlikte aylık 1.300,00-1.500,00 TL arası ücret aldığını beyan ettiği görülmüştür. Diğer taraftan davacı tanıkları da fazla mesai ücretlerinin ödendiğini beyan etmişlerdir. Her ne kadar davacı tanıklarının bu ödeme beyanı belirleyici nitelikte olmasa da bizzat davacının işçilik hakları konusunda inceleme yetkisi bulunana bir resmi kuruma şikayetlerini bildirirken verdiği dilekçesinde fazla çalışma ücretinin ödendiğini ve rakamıyla açıkça belittiği, kıdem ihbar tazminatları ile tatil günü çalışma ücretinin ödenmesini istediğine göre bu beyana değer verilmesi gerekir. Bu yönü ile davacı aslında şikayet dilekçesinde fazla mesainin ödenmediğini değil, ödenen bu ücretin sigorta primine esas kazanç olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediğini ileri sürmüştür. Tüm bu hususlar dikkate alındığından fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığı kabul edilerek reddine karar verilmesi yerinde olacaktır.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda davacı dava ve ıslah dilekçesinde her alacak isteği için ayrı ayrı fazi türünü belirterek talep etmiştir. Bu durumda kıdem tazminatından farklı olarak yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için yasal faiz talep ettiği halde bu alacaklar için talep aşılarak en yüksek mevduat faizine karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.