Esas No: 2020/1264
Karar No: 2022/441
Karar Tarihi: 20.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1264 Esas 2022/441 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/1264 E. , 2022/441 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.09.2019 tarih ve 2019/38 E. - 2019/880 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 31.01.2020 tarih ve 2020/124 E. - 2020/151 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı ...Efes Spor Tesisleri Tur. Sey. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin Royal Spor Tesisleri Turz. Sey. Tic. Ltd. Şti.'nin kurucu hissedarları olduğunu, şirketin ... Mevkii 7890 parsel .../İzmir adresinde bulunan tesislerine müvekkillerinin girişine izin verilmediğini, müvekkillerinin kurucu hissedar oldukları şirkete 08.09.2010 tarihinde dışarıdan yetkili müdür olarak atanan davalı ... 'nun, 06.04.2011 tarihinde şirket ortaklarının değişmesi nedeniyle yetkisinin sona ermesine rağmen 08.08.2011 tarihli şirket genel kurul toplantısı yapıldığını ve müvekkillerinin imzaları taklit edilerek ...'ya yetki verildiğinin öğrenilmesi üzerine yapılan araştırmada, şirkete ait tesislerdeki demirbaş ve teçhizatların davalı ... tarafından diğer davalı şirkete satıldığının öğrenildiğini, müvekkillerinin ... hakkında evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şikayette bulunduğunu ve halen derdest olan ...CBS’nin 2013/9136 soruşturma sayılı dosyasında İzmir Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü'nden alınan raporda, kararlarda bulunan imzaların müvekkillerine ait olmadığının tespit edildiğini, müvekkillerinin imzaları taklit edilerek sahte evrak ve belgeler ile müvekkillerinin emek ve para harcadıkları şirketin, hem tesislerini kullanma hakkından elde edebilecekleri gelirden olduklarını hem de tesislerde bulunan demirbaş ve teçhizatların satışından her hangi bir bedel alamadıklarını, davalı ...Efes Spor Tesisleri ... Ltd. Şti.'ne satış işleminin yapıldığı tarihte şirket ortağı olan ...'un davalı ... 'nun akrabası olduğunu, şirketin tek iştigal konusu demirbaş ve teçhizatların satılması için ortaklar kurulunun bu yönde karar vermesinin zorunlu olduğunu, ortaklar kurulu kararı alınmadan taklit imzalar ile yetkilendirme yapılarak yapılan satış ve devir işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiğini iddia ederek satış işleminin iptali ile satış bedelinin ve müvekkillerinin kurucu ortak oldukları şirket tarafından tesislerin kullanılması halinde elde edilecek kârın tespiti ile müvekkillerinin hissesi oranında davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Efes Spor Tesisleri Tur. Sey. Tic. Ltd. Şti. vekili, dava dışı şirketin ortakları olan davacıların, şirket müdürü ... tarafından şirkete ait demirbaşların satılması neticesinde zarara uğradıklarını iddia ettiklerini, davanın zarara uğratıldığı iddia edilen şirket tarafından açılması gerektiğini, davacıların taraf ehliyetleri bulunmadığını, Royal Spor Tesisleri Turz. Sey. Tic. Ltd. Şti'nin ortaklar kurulu tarafından dava açılmasına yönelik bir karar alınmadığını, davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin İzmir İli, ... İlçesi, ... Mevkii’nde bulunan 7886 ve 7890 sayılı bitişik parsellerin tapu malikleri ile imzalanmış kira sözleşmeleri bulunduğunu, düzenli olarak kira bedellerinin ödendiğini, Royal Spor Tesisleri ... Ltd. Şti.'nin 7890 sayılı parseldeki kira bedelini tahsil ettiğine ilişkin ve kira sözleşmesinin feshi ile bu şirketin 08.09.2010 tarihli ve 7645 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile ana sözleşmede şirketi temsil ve ilzam etmek üzere şirket ortağı olmayan davalı ... 'nun 5 yıl süre ile münferit yetkili olarak müdür olarak atandığının ilan edildiğini, yetkili müdürün imzasına havi faturalar karşılığı ticari işlem gerçekleştirilmesinde müvekkili şirket açısından hukuka aykırılığın söz konusu olamayacağını ve müvekkili tarafından şirketin ...Şubesi nezdindeki hesabına 24.10.2011 tarihinde 220.000,00 TL ödeme yapıldığını, yine faturalara ilişkin olarak şirket emrine keşide edilen senetlerin Vakıflar Bankası- ... Caddesi Şubesi'nde ödendiğini, davacıların şirket ortaklık yapısı değişikliği nedeniyle diğer davalı ... 'nun temsil yetkisinin sona erdiğini ileri sürmelerinin sakat bir iddia olduğunu, ortaklık yapısının değişmesinin müdürün yetkisini ortadan kaldırmayacağını, davacıların müvekkili şirketin ortağı olarak bildirdiği ...'un müvekkili şirket ile hali hazırda her hangi bir hissedarlık ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi ibraz etmemiş, davalı vekili 27.04.2017 tarihli celsede davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre satış işleminin iptaline yönelik asıl dava kapsamında satış işlemine ilişkin sözleşmenin dava dışı Royal Spor Tesisleri Turizm Seyahat Tic. Ltd. Şti. ile davalı ...Efes Spor Tesisleri Turizm Seyahat Tic. Ltd. Şti. arasında yapıldığı, sözleşmenin iptalini talep etme hakkının sözleşme taraflarına ait olduğu, davacıların dava dışı Royal Şirketi’nin ortağı oldukları, ancak şirket ortaklarının şirket adına satış sözleşmesinin iptalini talep etme haklarının bulunmadığı, davacıların dava konusu edilen satış sözleşmesi ile ilgili tasarrufta bulunma ve dava açmaya yönelik aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, asıl davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiği, birleşen davanın, davacıların kurucu ortağı olduğu limited şirketin şirket müdürü tarafından zarara uğratılması nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin bir dava olduğu, iddianın ileri sürülüş biçimine göre şirket müdürünün eylemleri nedeniyle uğranılan zararın şirket açısından doğrudan, davacı ortaklar açısından ise dolaylı zarar olduğu, 6102 sayılı TTK'nın 555/1. maddesinde "Şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilir." düzenlemesinin bulunduğu, TTK'nın 555/1. maddesindeki düzenleme gereğince hükmedilecek tazminatın şirkete verilmesinin talep edilmesi gerektiği, davacıların bu bedelin kendilerine verilmesini talep etmesinin doğru olmadığı, birleşen davanın da yalnızca bu gerekçe ile reddinin gerektiği gerekçesiyle asıl davanın aktif husumet yokluğundan birleşen davanın ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 2. maddesi gereğince, zarar doğurucu olduğu iddia edilen eylemin vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 309. maddesi uyarınca, anonim şirketlerde yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumlu oldukları, sorumluluk davasında asıl dava hakkının, ortaklığa ait olduğu, ancak zarar gören ortakların da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunduğu, ortakların dava açma hakkının da doğrudan zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değiştiği, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışlarının, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açtığı, bu tür davalarda, hükmolunacak tazminatın şirkete verilmek üzere istenmesinin ve hükmedilmesinin gerektiği, ikinci durumun ise, doğrudan zarar hali olduğu, bu ihtimalde yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda ortakların, ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararların söz konusu olduğu, 6762 sayılı TTK'nın 555. maddesi uyarınca şirketin uğradığı zararlar, zarara neden olanlardan, ortak tarafından açılacak davayla istenebilecek ise de, hükmolunacak tazminatın ancak şirkete ödenmesinin istenebileceği, ayrıca şirketlerin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğundan, şirkete ait bir hak iddiasıyla, şirketin taraf olduğu bir sözleşmenin iptalinin ortaklar tarafından istenemeyeceği, uyuşmazlık konusu olayda davacıların, ortak oldukları dava dışı Royal Spor Tesisleri Turizm Seyahat Tic. Ltd. Şti'ne davalı ... 'nun dışarıdan atanan müdür iken, şirket ortaklarının değişmesi nedeniyle müdürlük yetkisi sona erdiğinden şirketin mal varlığını satamayacağını, ortaklar kurulu kararı alınmadan şirketin tek iştigal konusunu oluşturan demirbaş ve teçhizatın satışı için genel kurulun kararı gerektiği, davalının davacıların imzasını taklit edip kendisine sahte olarak yetki vererek, davacıların ortağı olduğu şirkete ait spor tesisindeki demirbaş ve teçhizatların diğer davalı şirkete satılması nedeniyle geçersiz olan satış işleminin iptalinin gerektiği, ayrıca usulsüz satış nedeniyle şirket ortaklarından olan davacıların tesisleri kullanma hakkından elde edecekleri gelirlerinden yoksun kalmaları ve satış bedelinden pay alamamaları nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ettikleri, iddia olunan zararların, dava dışı limited şirketin doğrudan, davacıların ise dolaylı zararı olduğu, ilk derece mahkemesince davaların reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Asıl dava bakımından; dava, davacıların ortağı oldukları dava dışı limited şirkete ait tesislerdeki demirbaş ve teçhizatların davalı şirkete satışının iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesi’nce yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, işbu hükme yönelen davacıların istinaf istemi de Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmiştir. Ancak somut olayda, demirbaş ve teçhizatların önceki maliki şirketin ortakları olan davacıların, dava konusu demirbaş ve teçhizatların davalı şirket müdürü tarafından sahte işlemlerle usule aykırı olarak diğer davalı şirkete devredildiği, yapılan devir işleminin geçersiz olduğu iddiasıyla bu davayı açtıklarının anlaşılması karşısında, iddianın ileri sürülüş şekli itibariyle davacıların dava açmakta hukuki menfaatleri olduğu gibi aktif husumetlerinin de bulunduğu göz önünde bulundurularak işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Öte yandan İlk Derece Mahkemesi’nin 14.12.2015 tarihli ara kararı ile satış iptali talebi yönünden peşin harcın ikmal edilmesi için tebligat çıkartılmış ise de davacılar vekili, bu ara karardan rücu edilmesini talep etmiş, 14.01.2016 tarihli ara karar ile davacılar vekilinin rücu talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak daha sonra harç ikmali ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a ve 32. maddeleri gözetilerek davacılar vekiline, satış iptali talebi bakımından harcın tamamlanması konusunda kesin süre verilip sonucuna göre bir işlem yapılması gerekirken, eksik harç ile yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
2- Birleşen davaya gelince; yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından birleşen davaya yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacıların asıl davaya yönelik temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava yönünden BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davada davacıların birleşen davaya yönelik temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince birleşen dava yönünden verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden birleşen davaya yönelik-birleşen davada davacılardan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.