Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1087
Karar No: 2022/440
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1087 Esas 2022/440 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/1087 E.  ,  2022/440 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.11.2019 tarih ve 2019/256 E. - 2019/462 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.01.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Dr. ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'dan Şekerbank ... Şubesi, 418 çek numaralı, 23.12.2005 tarih ve 15.000,00 TL bedelli, Şekerbank ... Şubesi, 419 çek numaralı, 30.12.2005 tarih ve 20.000,00 TL bedelli, Şekerbank ... Şubesi, 417 çek numaralı, 16.12.2005 tarih ve 15.000,00 TL bedelli ve Şekerbank ... Şubesi, 415 çek numaralı, 16.12.2005 tarih ve 50.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı toplamda 100.000,00 TL alacaklı olduğunu, çeklerin icra takibine konu edildiği halde icra mahkemelerinin verdiği hatalı ve hukuka aykırı kararlar nedeniyle takiplerin iptal edildiğini, davalının Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2006/1378 esas sayılı icra takibine karşı Sakarya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2006/87 esas sayılı dosyası ile takibin iptali talebi ile dava açtığını, Sakarya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.06.2006 tarih, 2006/87 esas ve 2006/307 karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiğini, verilen kararın davalı ... tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 19.10.2006 tarih, 2006/16507 esas ve 2006/19626 karar sayılı kararı ile bozulduğunu, bozma kararından sonra Sakarya 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2007/3 esas sırasına kayıt edilen dava dosyasında yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamına uyularak 15.02.2007 tarih, 2007/3 esas ve 2007/31 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne ve Sakarya 1. İcra Müdürlüğü'nün 2006/1378 esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ...'ın çeklerin keşidecisi olduğunu, çeklerin hamiline yazıldığını, çeklerin ilk cirantasının Kafkas Petrol Ltd. Şti., ikinci cirantası, yetkili meşru son hamili ve bankaya çekleri ibraz edenin Arde Petrol Ltd. Şti. olduğunu, çeklerden 2 tanesinin 16.12.2005 tarihinde, diğerlerinden birinin 23.12.2005, diğerinin de 30.12.2005 tarihinde bankaya ibraz edilerek yazdırıldığını, bozma ilamında, "alacaklı hamil ... lehtar ve sonraki cirantaların yetkilisi sıfatı ile çeki imzalayan kişinin bizzat kendisi ya da kardeşi olduğuna göre lehtar ile borçlu arasındaki ödeme ilişkini bilebilecek durumdadır. Ayrıca lehtarın sonraki yetkilisi Faruk Yücal'ın hakim huzurundaki 29.06.2006 tarihli beyanında da borcun ödendiğini doğruladığı görülmektedir. Bu durumda ödeme defi anılan madde hükmü gereği (TTK 599.madde) hamile karşı da ileri sürülebileceğinden ve lehtara ödeme de kabul edilmiş olduğundan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir" gerekçesi ile borçlu ...'ın temyiz itirazlarının kabul edildiğini ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğini, oysa ki Faruk Yücal ile ...'in kardeş olmasının davayı etkilememesi gerektiğini, Yargıtay kararında hatalı değerlendirme yapıldığını ve şirketlerde kardeşlik ilişkisi olamayacağı halde şirket yetkililerinin kardeş olduğundan hareket ile TTK 599. maddesinin uygulanmasına ve ödeme def’inin hamile karşı ileri sürülmesine hükmettiğini, ... ile Faruk Yücal kardeş olsalar bile aralarında husumet bulunduğunu, çeklerin banka aracılığı ile ödenmesinin esas olduğunu, ödeme elden yapılacak ise çek aslının alınması gerektiğini, basiretli bir tacirin bu şekilde davranması gerektiğini, ayrıca çeklerin TTK 711/3 maddesine göre işlem gördüğünü, yani çeklerin bankaya ibraz edildiğinde çekin keşidecisi olan davalı borçlu bankaya çeklerin elinden rızası hilafına çıktığını beyan ederek ödemeden men talimatı verdiğini, bu çeklerin bu şekilde yazıldıktan sonraki tarihli makbuzlar ile elden ödeme yaptığını iddia eden davalı borçlunun neden bankaya çeklerin elinden rızası hilafına çıktığını beyan ettiğini açıklaması gerektiğini, müvekkilinin alacağını almasının engellendiğini ve müvekkilinin alacağını bir türlü tahsil edemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla iş bu davanın açıldığını iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu yapılan çeklerden dolayı müvekkilinin davalı borçludan alacaklı olduğunun tespiti ile borcun ödenmediğinin tespitine, dava konusu çeklerin bedellerinin, çeklerin keşide tarihlerinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli kredilere uyguladığı değişken oranlardaki en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğramış çekler delil gösterilerek açıldığını, çek bedellerinin ödendiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
    Birleşen Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/958 esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, müvekkilinin davalıdan Şekerbank ... Şubesi’ne ait 394, ... ve ...nolu çekler nedeni ile alacaklı olduğunu, davalı hakkında yapılan icra takiplerinin mahkeme tarafından iptal edildiğini, davalının halen borcunu ödemediğini iddia ederek dava konusu çeklerin bedellerinin, çeklerin keşide tarihlerinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli kredilere uyguladığı değişken oranlardaki en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğramış çekler delil gösterilerek açıldığını, çek bedellerinin ödendiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
    Birleşen Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/57 esas sayılı dava dosyasında davacı vekili, davacı ...'in davalı ...'dan Şekerbank ... Şubesi'nin 385 çek numaralı, 22.04.2006 tarih ve 50.000,00 TL bedelli, Şekerbank ... Şubesi'nin 409 çek numaralı, 08.05.2006 tarih ve 100.000,00 TL bedelli, Şekerbank ... Şubesinin 410 çek numaralı, 22.05.2006 tarih ve 80.000,00 TL bedelli, Şekerbank ... Şubesi’nin 408 çek numaralı, 03.04.2006 tarih ve 100.000,00 TL bedelli, toplam 330.000,00 TL bedelli 4 adet çekten dolayı alacaklı olduğunu, işbu çeklerin icra takibine konu edildiği halde icra mahkemelerinin vermiş olduğu kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, takibin iptali kararları sebebiyle icra dosyasından alacaklarını tahsil etme imkanı kalmadıklarını, alacağın tahsili açısından işbu davayı açtıklarını, davalı ...'ın Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1377 esas sayılı icra takibine karşı Sakarya 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2006/91 esas sayılı dosyası ile takibin iptali talebi ile dava açtığını, açmış olduğu davanın yerel mahkeme tarafından reddedildiğini, kararın ... tarafından temyiz edildiğini ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nce bozulduğunu, bozma kararından sonra Sakarya 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2007/7 esas sayısına kaydedilen dava dosyasında yeniden yapılan yargılama sonucu bozma ilamına uyularak davanın kabulüne ve Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1377 esas sayılı takip dosyasındaki takibin iptaline karar verildiğini iddia ederek dava konusu çeklerin bedellerinin, çeklerin keşide tarihlerinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı değişken oranlardaki en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğramış çekler delil gösterilerek açıldığını, çek bedellerinin ödendiğini savunarak davanın reddi ile kötü niyet tazminatı istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl ve birleşen davaların süresinde ibraza rağmen ödenmeyen ve takibe konu edilen çeklere dayalı alacak davası olduğu, davaya konu çeklerin takibe konulduğu icra takiplerinin icra mahkemesince iptal edildiği, söz konusu kararların kesinleştiği, davaya konu edilen çeklerin bir kısmında davacının son hamil, bir kısmında ise çeke konu alacakları temlik alan kişi olduğu, davalı vekilinin asıl ve birleşen davalarda, süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, öncelikle zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi gerektiği, takibe ve davaya konu edilen çeklerin 2005 ve 2006 yıllarında hamiline keşide edildiği, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1377 esas sayılı icra dosyasına konu çeklerde (385, 409, 410, 408 numaralı) ilk cirantanın Kafkas Petrol, ikinci cirantanın Arde Petrol, son ciranta-hamilin ise davacı ... olduğu, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1378 esas sayılı takip dosyasına konu çeklerin (..., 394, 386, 417, 415, 418, 419 numaralı) ise ilk cirantasının Kafkas Petrol, son ciranta-hamilin ise Arde Petrol olduğu, çeklere konu alacakların davacı tarafından 17.12.2012 tarihinde temlik alındığı, 6762 sayılı TTK'nın 726. maddesinde çek için düzenlenen zaman aşımı süresi altı ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun’un 7. maddesiyle bu sürenin üç yıla çıkarıldığı, yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre çeklerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, 6763 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Mer’iyet ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacağının, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1. maddesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü sürelerin eski hukuka tâbi olacağının düzenlendiği, bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında, çekler yönünden zaman aşımı süresinin başladığı tarihte hangi kanun yürürlükte ise, o kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, çek hakkında zaman aşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, davaya konu çeklerin ibraz tarihi bakımından 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olduğu, davaya konu çeklerde davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığından genel zaman aşımının süresinin uygulanamayacağı, davaya konu çekler ciro edildiğinden çeki elinde bulunduran üçüncü kişinin keşideci-borçluya karşı Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabileceği, belirtilen bu durumda hamilin keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı, çekin zaman aşımı süresi dolduktan sonraki bir yıl içinde talep ve dava hakkı bulunduğu, icra mahkemesince takiplerin iptali sonrasında çekin tabi olduğu zaman aşımının kesileceği ve 6 aylık zamanaşımı süresinin yeniden işleyeceği, diğer yandan menfi tespit davası zaman aşımını kesen sebep ise de bu durumun menfi tespit davasının tarafları açısından geçerli olduğu, somut olay değerlendirildiğinde davaya konu çeklere ilişkin icra takipleri mahkemece iptal edildikten sonra yeni 6 aylık zaman aşımının başlayacağı, söz konusu bu sürenin bitiminden itibaren bir yıllık süre içinde sebepsiz zenginlemeye dayalı alacak davasının açılabileceği, davacı tarafından bu süreler geçirildikten sonra asıl davanın 18.12.2014, birleşen 2016/57 esas sayılı davanın 03.02.2016 tarihinde, birleşen 2015/958 esas sayılı davanın ise 07.07.2015 tarihinde açıldığı, Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/531 esas sayılı dava dosyası üzerinden menfi tespit davası görülmekte ise de belirtilen davanın tarafı olarak davacının davada yer almadığı, söz konusu davanın davacı ... yönünden zaman aşımını kesmeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 187,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacıdan alınmasına, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi