Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve ihbar edilen tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece,Belediye Başkanlığının kayden davacıya taşınmaza büfe inşa edip büfeyi de davalıya kiraya vererek kira paralarını tahsil ettiği gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi isteğinin davalı ve dava kendisine ihbar edilen Belediye Başkanlığı bakımından kabulüne, ecrimisil isteğinin ise davalı G. A. yönünden reddine, ihbar edilen Belediye yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteğiyle ilgili bir değer bildirmediği, ecrimisil isteği yönünden bildirilen değer üzerinden harç alınmakla yetinildiği, yargılama sırasında da çekişme konusu taşınmazın saptanan değeri üzerinden harç ikmali yapılmadığı, hükümde de kabul kapsamına alınan ecrimisil üzerinden karar ve ilam harcına karar verildiği, hükmün ise davacı ve aleyhine hüküm kurulan ihbar edilen tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 6100 sayılı HMK’nun 120. maddesi (HUMK"nun 413) ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (04.03.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu"nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK’nun 150. maddesinde (1086 sayılı HUMK." nun 409. maddesinde) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Hal böyle olunca, dava dilekçesinde elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak davacı tarafından bir değer gösterilmediği gözetilmek suretiyle mahkemece elatıldığı iddia edilen taşınmaz için keşfen belirlenen değer üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
Kabule göre de, davalının 11.01.2012 tarihli ihbar dilekçesi üzerine HMK 61.(HUMK 49-52) maddeleri uyarınca davanın Alaplı Belediye Başkanlığına ihbar edildiği, ihbar edilen Belediyenin davaya katılarak, davalı G.A."in dava konusu yeri keşiften sonra tahliye ettiğini bildirerek davanın reddini savunduğu, mahkemece; ihbar edilen Belediye aleyhine ecrimisile hükmedilmiş ise de ihbar edilen hakkında hüküm kurulması olanaklı değildir.
Kanunda belirtilen durumlar dışında ihbar edilen kişi davada taraf sıfatını kazanmaz.
Taraf sıfatı kamu düzeniyle ilgili olup, res"en gözetilmelidir. Bu nedenle dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen ve davada taraf sıfatı kazanamayan Belediye Başkanlığı hakkında esastan hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı ve ihbar edilenin belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.