Esas No: 2021/3742
Karar No: 2022/486
Karar Tarihi: 21.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3742 Esas 2022/486 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalıya kullandırılan kredinin ödeme planına bağlanan alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin itirazının iptali istemiyle açılan davada, mahkeme davalının borcunu ödediği gerekçesiyle davacının talebinin reddine karar vermiştir. Ancak yapılan incelemeler sonucunda, alacağın varlığı ve miktarının hesaplanması açısından bilirkişinin görüşüne başvuran yerel mahkeme kararı aksine dosyada bulunan dekontlar ve hesap hareketlerine göre alacağın bulunmadığı tespit edilmiştir. Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: HMK 363. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davanın Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü:
Dava, kredi alacağından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalıya krediler kullandırıldığını, ödeme planına bağlanan alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ile alacağın %20'sinden az olmak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile imzalamış olduğu sözleşmeler uyarınca ticari krediler kullandığını, ancak kullanılan bütün kredilerin ödendiği, dekontların sunulduğunu, bankaya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, hesap kat ihtarnamesinin davalıya 2014 yılında tebliğ edildiği ve son bilirkişi raporuna ekli hesaba ait hesap hareketlerinde davalı tarafından 27.08.2014 tarihinde 080/6299388 nolu kredi için 130.622,54 TL ödeme yapıldığı ve hesap hareketlerinden bakiyenin sıfırlandığı, hesap kat ihtarından sonra üç yıl geçtiği, bankanın 2017 yılında yasal takibe geçtiği, hesap hareketlerinden davalının borcunu ödediği, şayet banka tarafından sehven eksik hesaplama yapıldığı ise aradan geçen süre de dikkate alınarak taraflar arasında borcun kapandığı konusunda davalıya güven verildiği, fazlaya ilişkin bakiyeden zimnen feragat bulunduğu davalının ödeme iddiasında haklı olduğu, davacının basiretli davranmadığı gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Kesin olarak verilen bu karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuştur.
Dava ve takip dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından borca ilişkin olarak ödeme dekontları cevap dilekçesi ile birlikte dosyaya sunulmuştur. Mahkemece yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak 12.06.2018 havale tarihli ilk raporda bir kısım eksikliklerde belirtildikten sonra bilirkişi tarafından bankacılığın temel uzmanlık alanına girmediği ifade edilerek dosyanın iadesi gerektiği belirtilmiştir. Bu kez mahkemece eksik hususlar tamamlandıktan sonra dosya bir başka bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen 03.10.2018 havale tarihli raporda dava dosyasında bulunan belgeler ve bankadan alınan ek belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda takip tarihi itibariyle davacının 2.408,31 TL asıl alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece alınan rapor sonrası 13.12.2018 tarihli duruşmada tahkikat ve sözlü yargılama bitirilerek davanın reddine dair hüküm kurulmuş olması karşısında alacağın varlığı ve miktarının hesaplanması açısından bilirkişinin görüşüne başvuran yerel mahkemenin bilirkişi raporunun aksine olarak dosyada bulunan dekontlar ve hesap hareketlerine göre alacağın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi hukuka aykırı bulunmakla, Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına temyiz itirazının kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle Adalet Bakanlığı'nın 6100 sayılı HMK'nın 363'üncü maddesine dayalı kanun yaranına bozma isteğinin kabulü ile sonuca etkili olmamak üzere hükmün kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ile dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine, 21.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.