23. Hukuk Dairesi 2011/3549 E. , 2012/1610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden istifa eden ..."tan çıkma payı alacağını temlik aldığını, ... tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini, alacağı temlik alan sıfatıyla ..."ın tüm haklarına halef olduklarını ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş , ıslah yoluyla davaya alacak davası olarak devam edilmesini istemiştir.
Davalı vekili, genel kurul kararıyla istifa eden ortaklara yapılacak ödemelerin iki yıl ertelenmesine karar verildiğini, icra takibi itibarıyle alacağın henüz muaccel olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacağı temlik aldığı ..."ın 23.02.2006 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, ödemiş olduğu aidatları 2006 yılı bilançsonun onaylandığı 27.05.2007 tarihli genel kurul tarihinden itibaren bir ay içinde isteyebileceği, ancak bu genel kurulda istifa eden ortaklara yapılacak ödemelerin iki yıl ertelenmesine karar verildiği bu nedenle alacağın 27.05.2009 tarihinde muaccel olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabülü ile genel gider payı düşüldükten sonra 36.707,00 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. maddesi hükmüne göre kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosunda yer alan genel giderlerden kendi hissesine düşen giderler düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkına haiz olup, ayrıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda davalı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Bu durumda, erteleme süresi dolduktan sonra davalı kooperatif işlemiş faiziyle birlikte ayrılan üyeye ödeme yapmakla sorumludur. Somut olayda mahkemece faizin başlangıç tarihi olarak dava tarihi kabul edilmişse de, yukarıda açıklanan
ilkeler ışığında bu kabul doğru olmayıp, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün, HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın (HÜKÜM) bölümünün 1 nolu bendinde TL"nin ibaresinden sonra gelen "dava" ibaresi çıkarılarak, yerine "28.06.2007" (ortağın ayrıldığı yıl bilançosunun kabulü tarihinden 1 ay sonrası) yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.