Dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ve hakaret suçundan beraatine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın müşteki ..."a Mersin Adliyesinde hakim olarak görev yapan ..."ı tanıdığını, kendisinin arkadaşı olduğunu, hakimin bu işler için para aldığını, aracı kullandığını, para vermesi durumunda eşi ..."un tahliye işlemini gerçekleştirebileceğini söylediği, muhtelif tarihlerde 750 TL ve 250 TL olmak üzere toplam 1.000 TL parayı dosyada tanık olarak beyanları mevcut ... ve ..."ın tanık oldukları ortamlarda alarak şikayetçi ..."u dolandırdığı ve diğer şikayetçi Hakim ..."a da gıyabında en az 3 kişi ile ihtilat ederek şeref ve saygınlığını rencide edebilecek fiil ve olgu isnat ederek hakarette bulunduğu iddia edilen olayda; 1-Hakaret suçundan sanık hakkında verilen beraat hükmüne yönelik sanık müdafi tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Sanık müdafinin hakaret suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz dilekçesinde hükmün gerekçesine ilişkin bir neden ileri sürmediği, hükmün içeriği itibariyle hükmü temyiz etmede hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 310. ve 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2-Dolandırıcılık suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafi tarafından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Sanığın savunması, müşteki ve tanıkların beyanları ile dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin mahkemece verilen mahkumiyet hüküm ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"u ile Bazı Kanunlar"da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanığın tekerrüre esas alınan Mersin 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/258 esas, 2008/582 karar sayılı ilamına konu dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis cezasının TCK"nın 43/1 maddesi gereğince arttırılması sırasında 2 yıl 13 ay 15 gün yerine 3 yıl 1 ay 15 güne hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından hapis cezasına ilişkin olan kısmındaki ""3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ” ibaresi çıkartılarak yerine "2 yıl 13 ay 15 gün ” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.