MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK’nın 155/2, 62, 50/1-a ve 52/2 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmü O yer Cumhuriyet Savcısı, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık avukat ... "in katılanlar ..., ... ve ...’ın vekilleri sıfatıyla yürüttüğü tazminat davasında, Edirne Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 22/03/2010 tarihli 2006/21 esas 2010/73 sayılı kararına istinaden, Edirne 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1032 sayılı dosyası üzerinden borçlular Akif Korkan ve Ray Sigorta haklarında başlattığı takip sırasında haricen tahsil edilen ve tahsil edildiğini icra dosyasına 25/05/2011 tarihinde beyan ettiği 10,000 TL’yi müvekkillerine vermeyip uhdesinde tuttuğu, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda,
a-Taraflar arasında avukat-müvekkil ilişkisinin söz konusu olduğu, sanık avukatın katılanlar adına yürüttüğü dava ve icra takibi olduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından, sanığın katılanlara sağladığı hukuki yardımların nelerden ibaret olduğu, haricen icra dosyasından tahsil edilen 10.000 TL’nin sanık tarafından tahsil edildiğinde, sanığın alması gereken avukatlık ücreti bulunup bulunmadığı, yapılmış herhangi bir masraf olup olmadığı varsa ne kadar olduğu ve vekil edenin ödediği masraf miktarı da dikkate alınarak hapis hakkını kullanmayı gerektirir bir alacak bulunup bulunmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdii ile elde edilecek sonuca göre, sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanık hakkında; 5237 sayılı TCK "nın 155/2 maddesi gereğince hüküm kurulurken, hapis cezası ile birlikte adli para cezasına da karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılanlar vekili ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.