(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/37454 E. , 2020/8966 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ: İzmir 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait markette balık satış elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, kendisine görevi dışında paspas yaptırılıp bahçe temizletildiğini, rahatsız olduğu bilinmesine rağmen ağır işlerin verildiğini, psikolojik baskı uygulandığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve manevi tazminat ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin ihbar önelini 6 hafta aşacak şekilde rapor alması ve yaşadığı sağlık problemleri üzerine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I Maddesi uyarınca haklı nedenle fesih edildiğini ve kıdem tazminatının ödendiğini, davacının mobbing iddialarının gerçek dışı olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davanın reddine dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
Temyiz:
Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının aylık ücretli işçi olup olmadığı ve ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin 1. fıkrasında Sağlık Sebepleri ile fesih halleri düzenlenmiş olup, aynı fıkranın son bendine göre “(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.”Kanunun geçici işgöremezlik ödeneğini düzenleyen 48. maddesinde ise, hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edileceği ifade edilmektedir.Somut olayda, iş sözleşmesinin davacının hastalık sebebiyle işe gidemediği sürenin kıdemine göre belirlenen (8 haftalık) bildirim süresini altı hafta aşması sebebiyle feshedildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı ise, iş sözleşmesinin raporlu olduğu sürede feshedildiğini beyan ederek, 2015 yılının Temmuz ayına ait ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece davacının Temmuz ayında fiilen çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle ücret alacağı talebi reddedilmiş ise de, davacının bu dönemde raporlu olduğu açıktır. Bu halde, davacının ücret alacağı talebi, işe gidemediği yani iş sözleşmesinin askıda olduğu günlere ilişkin olup, konunun yukarıda açıklanan yasal düzenlenmeler çerçevesinde ele alınması gerekmektedir.
Kural olarak işçinin hastalık sebebiyle işe gidemediği, bir diğer ifade ile iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler için, ücret işlemez (m. 25/1-son). Bu kuralın istisnası ise aylık ücretli işçiler için söz konusudur. Çünkü aylık ücretli işçilerin ücreti, işçinin hastalık ve benzeri sebeplerle işe gidemediği günlerde dahi tam olarak ödenir. İş Kanunu’nun 48. maddesinde aylık ücretli işçiler için özel bir düzenlenme yer almakta olup, bu hükme göre hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir. Bu düzenlemenin amacı da, aylık ücretli işçinin ücretinin (hastalık halinde dahi ) tam olarak ödenmesidir. Böylece, aylık ücretli işçiye hem aylık ücretin ödenmesi hem de geçici işgöremezlik ödeneği ödenmesi halinde, mükerrer ödeme yapılmasının önüne geçilmek istenmektedir.
Somut olayda ise davacı işçi kendisine hastalık sebebiyle işe gidemediği sürede ücret ödenmediğini ileri sürmektedir. Bu halde, işverenin ücret ödeme yükümlülüğünden söz edebilmek için, işçinin aylık ücretli işçi olarak çalışması şarttır. Mahkemece bu yönde bir belirleme yapılmadığı gibi, işçinin Sosyal Güvenlik Kurumundan işgöremezlik ödeneği alıp almadığına yönelik bir araştırma da yapılmamıştır. Bu sebeple, öncelikle davacının aylık ücretli işçi olup olmadığı belirlenmeli; aylık ücretli işçi olduğunun anlaşılması halinde, raporlu olduğu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumundan işgöremezlik ödeneği alıp almadığı araştırılarak, bu ödenek aylık ücret miktarından mahsup edilmek suretiyle ödenmeyen ücret alacağının tahsiline karar verilmelidir. Davacının aylık ücretli işçi olup olmadığı yönünden herhangi bir araştırma yapılmadan, 2015 yılının Temmuz ayında fiili çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.Sonuç:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.