Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/1023
Karar No: 2021/1133
Karar Tarihi: 30.09.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/1023 Esas 2021/1133 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/1023 E.  ,  2021/1133 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)

    1. Taraflar arasında “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Erzurum Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Erzincan ... nezdinde sürekli işçi kadrosunda çalışan davalı ve diğer bir kısım işçiler tarafından toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarla ilgili Ankara 5. İş Mahkemesinde açılan yevmiye tespit davasının yargılaması sırasında alınan 30.03.2013 tarihli bilirkişi ek raporuna göre müvekkili idarenin işçilere borcunun olmadığı, aksine alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bu ek rapor doğrultusunda müvekkili idarenin davalı işçiden alacaklı olduğu tutarın idare tarafından hesaplanarak bu tutarın rızaen ödenmesi konusunda davalı işçiye tebligat gönderildiğini, ancak davalı işçi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazla ödenen ücret farkı, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davasına dayanak gösterdiği 30.03.2013 tarihli bilirkişi raporu dışında dosyada beş adet bilirkişi raporunun daha bulunduğunu, toplam altı adet bilirkişi raporundan beş tanesi görmezden gelinerek hatalı rapora göre talepte bulunmanın mümkün olmayacağını, mahkeme kararında idarenin müvekkilden alacaklı olduğu şeklinde bir ibarenin yer almadığını, kararın temyiz edildiğini ve Yargıtay aşamasında olup kesinleşmediğini, dolayısıyla davacının taleplerinin varsayımdan ibaret olduğunu, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının 2 ve 10 yıllık zamanaşımına, ücret alacaklarının ise 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, benzer konularla ilgili açılan emsal davaların red kararı verilerek sonuçlandığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 16.04.2015 tarihli ve 2014/231 E., 2015/169 K. sayılı kararı ile; dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacı vekilinin iddialarının doğru olmadığı, davalıya eksik ödeme yapıldığının tespit edildiğinin görüldüğü, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.12.2017 tarihli ve 2015/23777 E., 2017/28347 K. sayılı kararı ile; “…Davada, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıya fazla ödenen miktarın tahsili talep edilmektedir.
    Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 62.maddesi (6098 sayılı TBK."nın 78.maddesi) gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık eda ile ilgili olup edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.
    Başka bir deyişle, davacı idarenin tahakkuk memuru hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 05.12.1984 tarih, 1982/13; 387 esas- 1984/997 karar sayılı kararı ile herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından Borçlar Kanunu"nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceği açıklanmıştır.
    Bu durumda, mahkemece; Dairemizin 2014/1144 Esas sayılı ilamı ile kesinleşen Ankara 5. İş Mahkemesinin 2009/514 Esas sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporu ile hesaplanan fazla ödeme tutarının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
    O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 03.04.2018 tarihli ve 2018/22 E., 2018/141 K. sayılı kararı ile; davalı işçinin yapılan ödemeyi, verilen ücret üzerinden ödenmesi gerektiğini sanarak kabul ettiğinden iyiniyetli olduğunun kabulü gerektiği, davacı işverenin ücreti hatalı hesaplasa da kendi hesaplaması ile karşı tarafa güven verdiği, dava açıldığında hatalı ödenen miktarın iyiniyetli kabul eden davalı işçinin geri verme anında yedinde kaldığının da belirlenemediği, diğer taraftan hatalı ödemeyi yapan davacı işverenin ekonomik ve sosyal açıdan üstün, iyi niyetle zenginleşen işçinin ise zayıf konumda olduğu, güvenin korunması, hakkaniyet ilkeleri gereği bir borcu ifa etmek düşüncesiyle davacı işveren tarafından ücret ve ikramiye ödemelerinden davalıya yapılan fazla ödemenin istenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı idare tarafından davalı işçiye alması gereken yevmiye tutarından fazla ödeme yapılıp yapılmadığı, yevmiyenin ödenmesi gereken tutarın üzerinde olduğunun anlaşılması hâlinde idarenin yaptığı fazladan ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre işçiden isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle, direnme adı altında verilen kararın yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
    IV. GEREKÇE
    13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
    14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dâhi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
    16. Somut olayda, mahkemece 16.04.2015 tarihli ilk kararda “…bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacı vekilinin iddialarının doğru olmadığı, davalıya eksik ödeme yapıldığının tespit edildiği görülmüş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememizce de hükme elverişli kabul edilmiş,…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişken, Özel Daire bozma kararı sonrası verilen 03.04.2018 tarihli direnme kararında “…Davalı işçiye yapılan ödemeyi, davalı bu ücret üzerinden ödenmesi gerektiğini sanarak kabul ettiğinden iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Davacı işveren ücreti hatalı hesaplasa da kendi hesaplaması ile karşı tarafa güven vermiştir. Dava açıldığında hatalı olarak ödenen miktarın iyiniyetli kabul eden davalı işçinin geri verme anında yedinde kaldığı da belirlenmemiştir. Diğer taraftan hatalı ödemeyi yapan davacı işveren ekonomik ve sosyal açıdan üstün, iyiniyetle zenginleşen işçi ise zayıf konumdadır. Güvenin korunması, hakkaniyet ilkeleri gereği bir borcu ifa etmek düşüncesiyle davacı işveren tarafından ücret ve ikramiye ödemelerinden fazla ödemenin istenmesi doğru değildir...” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
    17. Görüldüğü üzere, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik bir gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
    18. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş, dolayısıyla Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    19. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    20. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.09.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi