MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1956 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında dava konusu ... köyü 341, 355 ve 371 parsel sayılı taşınmazlar hükmen orman olarak tapulama harici bırakılmışlardır.
Davacı ..., kadastro sırasında ... köyü 341, 355 ve 371 parsel sayılı taşınmazların 694 tahrir numaralı vergi kaydı kapsamında babasına ait olduğu halde, 1956 yılında yapılan arazi kadastrosunda komşu parsel maliklerinin üzerine yazıldığı, kısmen orman sınırları içinde kaldığı ve 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, bu kısmın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemi ile dava açmıştır.
Mahkemece, ... ... köyünde davacının babasından intikal eden taşınmazların 1955 yılındaki arazi tapulaması sırasında sehven komşu parsel sahibi üzerine yazıldığı, dava konusu taşınmazların davacının babasına ait olduğu, husumet ehliyeti bulunmadığı gibi, 3402 Kadastro Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıl hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 14.12.1998 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacının dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.