19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/22195 Karar No: 2017/8321 Karar Tarihi: 18.10.2017
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/22195 Esas 2017/8321 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, ilamlı icra takibinde borçlu vekiline tebliğ yapılmasının hukuki sonuç doğurması bakımından yasal olduğunu ancak cezai sorumluluk bakımından buna değil borçlu asıl kişiye tebliğ yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bu sebeple mahkumiyet kararı verilmesinin hukuken yanlış olduğunu ifade ederek kararı bozmuştur. Ayrıca, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik Ceza Muhakemesi Kanununun 253. ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğuna vurgu yapılmıştır. Ayrıca, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 354. maddesinin uzlaşma kurumunu engellemediği belirtilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2015/22195 E. , 2017/8321 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebliğat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 337/a maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve şikayetçi vekilleri ile sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.