20. Hukuk Dairesi 2014/8846 E. , 2015/4587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 14.05.2010 tarihli dava dilekçesi ile, ... köyü, 835 sayılı parselin 2/B uygulaması sonucunda 819 numaralı orman parselinden ayrılarak, adına tapuya tescil edilen bir yer olduğu, 4342 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince ... kararı ile mera olarak sınırlandırılıp mera siciline kaydedildiği, yine ... kararı ile tahsis amacı değiştirilerek 3367 sayılı Köy Kanununa dayalı olarak köy gelişim alanına ayrıldığı, daha sonra ... tarafından imar uygulaması yapılarak 407 adet taşınmazın köy tüzel kişiliği adına tapuya kaydedildiği, bu işlemin geçerli olmadığını iddia ederek bu 407 adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tescillerini istemiştir.
Mahkemece, hukukçu bilirkişi Avukat ... tarafından düzenlenen rapora göre taşınmazın ... köyü yaylası olduğu, hatalı olarak orman sınırları içine alınıp 2/B uygulaması ile adına orman sınırları dışına çıkartıldığı, köy tüzel kişiliği adına tescilinin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.10.2012 tarih ve 2012/10047 - 11442 sayılı kararıyla "19.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı kanunun uygulanması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyulduktan sonra, vekilinin, 29.05.2013 tarihli duruşmada, davanın kabulü ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmesi üzerine, mahkemece 6292 sayılı Kanunun uygulanmasının gerektiği ve evvelinde 2/B maddesi kapsamında bulunan dava konusu taşınmazların kadastro veya imar mevzuatına göre oluşturulan tapu kayıtlarının geçerli kabul edilmesi gerektiğinden, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta, davaya etkisi ve uyuşmazlığı sona erdirecek nihaî karar şeklinin belirlenmesi bakımından, 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle ... Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun” hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Kanunun 2/1-b maddesi uyarınca, bu Kanun uygulamasında “2/B alanları”; 6831 sayılı Kanunun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine veya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre adına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacak yerleri ifade etmektedir.
6292 sayılı Kanunun 7. maddesinde, hukuk Devletinin bir gereği olarak, tapu sicilinin tutulmasından Devletin sorumlu olduğu da dikkate alınarak ve ayrıca, vatandaşların Devlete olan güveninin devamının sağlanması amacıyla, tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtlarının geçerliliği, belirtmelerin terkini ve iade edilecek taşınmazlarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre Kanunun 7. maddesinin: birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca “Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır…”; birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca “Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir,…”; birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “Bu fıkra (yani, 7. maddenin birinci fıkrasının “a” ve “b” bentleri) kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.”; ikinci fıkrası uyarınca, “Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.”
6292 sayılı Kanunun “Davalar” başlıklı 9. maddesinin ikinci fıkrasında da, “Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur. Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir.” hükmü yer almaktadır.
6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceğinin; keza, özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtlarının geçerli kabul edileceğinin; yine, aynı Kanunun “Tasarrufa geçme” başlıklı 3. maddesinin ikinci fıkrasında, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların tapu kütüklerinde 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (B bendine göre orman sınırları dışına çıkartıldığı yönünde yer alan belirtmelerin, ilgisine göre ... veya ... ya da idarenin talebi üzerine tapu idarelerince terkin edileceğinin öngörülmüş bulunmasına göre, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunan ve tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulan taşınmazların kayden maliki olan kişilerin, idareye başvurmalarını gerektiren bir işlem ve süre öngörülmediği gibi bu kişilere idareye başvurmaları yönünde kanunen getirilen bir yükümlülükten söz etmek mümkün değildir. Burada konumuz çerçevesinde ve Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrası bağlamında, ancak, Kanunun 6. maddesi hükümlerine göre 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen veya bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce veya sonra kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen ve “hak sahibi” sayılan kişiler açısından öngörülen bazı yükümlülük ve sürelerden (m. 6/1-16); keza, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle adına tesciline karar verilen ve kesinleşen kararlardan infaz edilerek tapuda adına tescil edilen taşınmazların iadesi bakımından, ilgililerin 6292 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.04.2012 tarihinden itibaren iki yıl içinde idareye başvurmaları gereğinden bahsedilebilir (m. 7/1-a bendi son cümle; (b) bendi son iki cümle). Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “...nin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan bu nedenlerle, davalı köy tüzel kişiliği adına imar mevzuatına göre kayıtlı bulunan taşınmazların tapu kayıtları da bu yasa kapsamında olduğundan, mahkemece, 6292 sayılı Kanun gereğince davacı ...nin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması ve 6292 sayılı Kanun gereğince sonuçlandırılan bu tür davalarda yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve tarafların leh ve aleyhine vekâlet ücreti de takdir edilmemesi gerekirken, " davanın 6292 sayılı Kanun gereğince reddine ve davalı taraf lehine, aleyhine 1320.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple; hükmün birinci bendinin kaldırılarak, yerine "1- Davacı ...nin, 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davadan vazgeçmiş sayılmasına" ibaresinin yazılmasına, hükmün vekâlet ücretine ilişkin üçüncü bendinin kaldırılarak, yerine "Her iki taraf leh ve aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA 25/05/2015 günü oy birliği ile karar verildi.