23. Hukuk Dairesi 2011/3245 E. , 2012/1595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifte tercihli üye olduğunu, tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı kooperatin 29.06.2008 tarihli genel kurulunda tercihli üyelerden 20.000,00 TL aidat alınmasının kararlaştırılarak ilk taksidinin tahsili için müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, bu durumun taraflarca imzalanan tercihli üye daire sözleşmesine aykırı olduğunu, müvekkilinin genel kurulca belirlenen ve tahsiline girişilen aidattan sorumlu olamadığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitini ve başlatılan takibin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifte tercihli üye olduğu, taraflarca imzalanan sözleşme gereği kendisinden aidat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4565 takip sayılı dosyasında takibe konu aidat alacağı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Dava, davacının kooperatife peşin bedelli ortak olduğuna dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürülükte olan HUMK’nun 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99 ncu maddesinde, bu Yasa’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, TTK.nun 5/1 nci maddesinde "Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.” hükmüne yer verilmek suretiyle sulh hukuk mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır.
Somut olayda ise, davacı salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığının tespitini değil, davalı kooperatife tercihli (peşin bedelli) üye olduğunu ve bu sebeple genel giderler dışında kalan inşaat finansman giderine yönelik olarak kararlaştırılan aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını ileri sürerek iş bu davayı açtığına göre, davacının peşin bedel ödeyerek ortak olduğunun,
bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının ya da peşin bedelli veya normal statüde ortak olunup olunmadığının belirlenmesi istemine ilişkin bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, salt malvarlığı hukukuna dayalı olmayan (üyeliğin türünde çekişme bulunan) işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.