14. Ceza Dairesi 2018/5863 E. , 2020/1752 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı (suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdurlar ..., ...ile ..."e yönelik); beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı (suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdurlar ..., ...ile ..."e yönelik)
HÜKÜM : Suça sürüklenen çocukların mağdurlar ... ile ..."a yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı ve mağdur ..."a yönelik çocuğun cinsel istismarı suçlarından ayrı ayrı mahkumiyetlerine
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi.
Hükmedilen ceza miktarları nazara alındığında suça sürüklenen çocuk ... müdafisinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezaların nevi ve miktarları itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, O Yer Cumhuriyet Savcısı ile suça sürüklenen çocuklar müdafileri ve katılan mağdurlar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 04.03.2020 tarihinde suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hüküm yönünden oy birliğiyle, suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hüküm yönünden ise üye ..."in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı suça sürüklenen çocuk ... hakkında bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda atılı suçtan
mahkumiyetine (mağdurlar ..., ...ile ..."e yönelik) dair kurulan hükümlerin onanmasına dair sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı zamanaşımı süresine ilişkindir.
Şöyleki 5237 sayılı TCK"nın 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 103. maddesinin altıncı bendinde "Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur." yer alan düzenleme esas itibarıyla müstakil cezai yaptırım öngören bir hüküm değil, aynı maddenin birinci veya ikinci bentlerine girecek şekilde cinsel istismar eylemine maruz kalan mağdurun bu eylem nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun sağlık kurulu raporuyla tespiti halinde birinci veya ikinci bentlere göre belirlenip, koşulları varsa üçüncü veya dördüncü bentlerdeki ağırlaştırıcı nedenlere istinaden artırılan cezanın tekrar artırılmasına yönelik ve temel ceza miktarının asgari haddini sınırlayan bir düzenlemedir. Burada 5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinde yer alan dava zamanaşımı süresine ilişkin düzenlemede ilgili suç için öngörülen temel cezanın alt ve üst sınırları arasında üst sınır esas alınıp, varsa aynı maddedeki ağırlaştırıcı hallerin de zamanaşımı süresinin belirlenmesinde nazara alınacağı kabul edilmiştir. Buna göre suça sürüklenen çocuk hakkındaki uygulama gözetilerek dava zamanaşımı süresi hesaplanırken 103/1. maddesinde yer alan temel cezanın 3 yıldan 8 yıla kadar hapis olup, üst sınır olan 8 yıl üzerinden 103/3. madde ile yapılan 1/2 oranındaki artırımla bulunan 12 yılın 103/4. maddesi ile 1/2 oranındaki tekrar artırılması neticesinde 18 yıl bulunması karşısında, mağdurun ruh sağlığının bozulması sebebiyle 103/6. madde ile tayin edilecek cezanın bu miktarı geçemeyeceği gözetilerek zamanaşımı süresinin tespiti yönünden de 18 yıllık süre esas alınıp, 66/1-d,66/2. maddelerine göre olağan dava zamanaşımı süresinin 7 yıl 6 ay, olağanüstü dava zamanaşımı süresinin ise 11 yıl 3 ay olduğu kabul edilerek adı geçen suça sürüklenen çocuk yönünden suç tarihi ile inceleme tarihi arasında bu sürenin geçmesinden dolayı mahkumiyet hükümlerinin bozularak, zamanaşımı nedeniyle kamu davalarının düşmesine karar verilmesi gerekirken, 103/6. maddede yer alan "15 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur" düzenlemesinde yer alan hapis cezasının üst sınırının suça sürüklenen çocuk aleyhine aynı Kanunun 49. maddesine göre 20 yıl kabul edilerek TCK"nın 66/1-c, 66/2. maddelerine istinaden olağan dava zamanaşımının 10 yıl ve olağanüstü dava zamanaşımının ise 15 yıl olduğu fikriyle hükümlerin onanmasına dair oluşan sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim.