12. Ceza Dairesi 2016/10980 E. , 2016/12615 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 13.05.2016
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1,89/2-d,62 maddeleri gereğince 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2016 tarihli ve 2015/112 esas, 2016/321 sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, itirazın kabulüne ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2016 tarihli ve 2016/321 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Mercii ... Ağır Ceza Mahkemesince, katılanın yaralanma eylemi nedeniyle zararı olduğunu bildirmesine rağmen mahkemesince somut zararın araştırılmadan karar verildiği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,Yargıtay Ceza Genel Kurlunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 6. fıkrasının (c) bendinde belirtilen zararın, maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, ancak söz konusu maddi zararın da hâkimin basit bir araştırma ile saptayabileceği zarardan ibaret bulunduğu, manevi zarar ile fazlaya ilişkin maddi zararlar için hukuk mahkemesinde dava açmanın mümkün bulunduğu, gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca ... Ağır Ceza Mahkemesinin 13/05/2016 tarihli ve 2016/321 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 28.09.2016 gün ve 94660652-105-01-9148-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmakla;
Kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, yaralanma ile sonuçlanan olay nedeniyle mahkemece asli kusurlu kabul edilen kayden sabıkasız olan sanığın yargılama sırasında müştekinin tüm zararlarının sigorta şirketinden karşılanmış olduğunu beyan ederek hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ettiği, katılan ..."nın ise kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında 5000-6000 TL maddi zararının bulunduğunu belirtip bu zararının karşılanmasını talep ettiği nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediği, bununla birlikte itiraz mercii tarafından katılanın somut zararları araştırılmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yönünden ve işin esasına girilerek sanığın alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılması gerektiğinden bahisle itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 22.01.2013 gün ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında vurgulandığı üzere, itiraz merciince, CMK"nın 231. maddesinde sayılan koşulların bulunup bulunmadığının tespiti yanında, itiraza konu karar hem maddi hem de hukuki yönden değerlendirilerek, hukuka aykırılık saptanması halinde gerekçesi de gösterilmek suretiyle itiraz kabul edilip, yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, bu durumda itiraz merciinin ceza miktarına yönelik değerlendirme yapma yetkisinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği, ancak, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kanun yoluna başvurulurken bu hususta görüş bildirilmediği anlaşılmakla, öncelikle dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilerek, itiraz merciinin ceza miktarına yönelik yaptığı değerlendirme ile ilgili Kanun Yararına Bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda görüş bildirilmesinin istenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.