Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı şirket, davalı idareye bağlı hastahanenin düzenlediği ihaleyi kazandığını ve hizmet sözleşmesinin imzalandığını, edimini layıkıyla yerine getirmesine rağmen davalının yasal mevzuata ve sözleşmeye aykırı davranarak hakedişlerinden %5 oranında kesintiler yaptığını ileri sürerek 12.599,18 TL"nin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 12.599,18 TL"nin kesinti tarihlerinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki davada, 5510 sayılı yasanın 81/1-1 maddesi uyarınca, yasanın yürürlükte olduğu dönemler içinde istihkaklarından yapılan kesintilerin tahsilini istemektedir. Hemen belirtmek gerekirki, davacının istihkaklarından hangi dönemlerde ne miktar kesinti yapıldığını şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi zorunludur. Bu hususunda tarafların bildirdikleri delillerle ispatı gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kesintilerin yapıldığı iddia edilen bazı aylara ilişkin dosyada delil bulunmamasına rağmen, davalının cevap dilekçesinde tahsili talep edilen miktara itiraz etmediği gerekçesiyle bu aylarda da kesinti yapıldığı kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmış bulunmaktadır. Oysaki, davalı cevap dilekçesinde davanın bütünüyle reddini dilemiş olmakla, bu hususa da itiraz etmiş bulunmaktadır. Öte yandan davalı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu hususu da özellikle belirtmiştir. Bu itibarla, davalının miktara itiraz etmediğinden bahisle yetersiz ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması olanaksızdır. Hal böyle oluncada, mahkemece kesintilerin yapıldığı iddia edilen aylara ilişkin tüm bilgi ve belge ile delillerin taraflardan alınarak, kesintilerin yasaya ve sözleşmeye aykırı olup olmadığı hususunda bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, kesintileri ay ay göstermeyen, kendi içinde yetersiz ve eksik bilirkişi raporuna itiraz ederek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 02.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.