(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29929 E. , 2020/8963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: İTİRAZIN İPTALİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız feshi üzerine davacı tarafından açılan işe iade davasında feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi üzerine, davacının ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak borcun tamamına itiraz ettiğini beyan ederek davalı işverenin icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20"si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, yerinde bulunmayan ve gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği dikkate alınarak, gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.
Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından temyiz dilekçesinin ekinde yıllık izin defteri örneği sunulmuştur. Mahkemece bu belgeye karşı davacı asilin beyanı alınmalı, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının sunduğu yıllık izin bordrosu ile davacının icra dosyasındaki “22 gün izin kullandığına dair” beyanının örtüştüğü, böylece davacının bakiye 20 günlük izin alacağının hesaplandığı ifade edilmiştir. Davalı işveren ise, davacıya 11/09/2012 tarihinde net 1.488,36 TL (brüt 1.778,20 TL) ödeme yapıldığını, bu miktarın davacının iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 08.08.2012 tarihindeki 8 günlük ücreti (brüt 90,81 TL) ile (1.687,39 TL) yıllık izin ücretini karşıladığı savunmuştur. Davalının bu ödeme itirazı üzerinde de durulması gerekmekte olup, özellikle dosyada mevcut yıllık izin bordrosunda (Ağustos 2012 ücret bordrosu ile) ödendiği bildirilen izin ücretinin bilirkişinin belirttiği 22 günlük izin ücretine mi, yoksa kalan 20 günlük izin ücretine mi ilişkin olduğu noktasında davacının beyanı alınmalı, dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte değerlendirilerek davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-İşlemiş faiz yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kıdem tazminatı alacağı için iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi uygulanır. Somut uyuşmazlıkta, kıdem tazminatı alacağı için fesih tarihinden takip tarihine kadar bankalarca bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden işlemiş faiz hesaplanması yerindedir. Ancak bu hesaplama yapılırken, fesih tarihi olan 08/08/2012 ile takip tarihi olan 05.08.2014 tarihleri arasında aynı faiz oranının uygulandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu hesaplama şekli hatalı olup, kıdem tazminatına uygulanacak faiz oranı, fesih gününden itibaren birer yıllık devreler halinde belirlenir. Fesih tarihi 08.08.2012 olduğuna göre, 08.08.2012-07.08.2013 tarihleri için 08.08.2012 tarihindeki en yüksek mevduat faiz oranının, 08/08/2013-05/08/2014 dönemi için ise 08.08.2013 tarihindeki en yüksek mevduat faizi oranının uygulanması gerekir. Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.07.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.