Esas No: 2020/7425
Karar No: 2022/573
Karar Tarihi: 24.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7425 Esas 2022/573 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/7425 E. , 2022/573 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.02.2020 tarih ve 2014/733 E. - 2020/179 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın ... Şubesi'nde hesabının bulunduğunu, banka müdürünün yakın ilgisinden dolayı müvekkilinin işlemlerini müdür aracılığı ile yürüttüğünü, bankanın teftiş gördüğü bir sırada banka müdürünün müvekkiline, müfettişlerin banka hesaplarını incelediklerini ve eksik imzalarının bulunduğunu söyleyerek bir takım belgeler imzalattığını, daha sonra banka müdürünün bankadaki hesap sahiplerinin yüklü miktarda parasını zimmetine geçirdiğinin ortaya çıktığını, bankadaki hesaplarını inceleyen müvekkilinin bu hesaplardan çeşitli tarihlerde yüklü miktarda para çekildiğini, ayrıca hesabına aktarılması için banka müdürüne tevdi ettiği 50.000 TL bedelli çekin hesabına aktarılmadığını tespit ettiğini, bu durumu bankaya bildirmesine rağmen davalı bankanın müvekkiline ödeme yapmadığını ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 26.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 55.000 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının ... Şubesi'nde çok sayıda kredi hesabının bulunduğunu, davacının usulsüz olduğunu iddia ettiği işlemlerden sonra hesabında çok sayıda işlem yaptığını, daha sonra da İsmail Kocabey isimli akrabasına kullandırılan kredi ile hesabın kapatıldığını, davacının bankaya verdiği dilekçede İsmail Kocabey'in kredilerini aslında kendisinin kullandığını belirttiğini, dolayısıyla davalının 40.500 TL tutarındaki ödemeden haberdar olmadığını ileri sürmesinin hayatın olağan akışına ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, yine usulsüz olduğu iddia olunan bir takım ödemelerin ise bizzat davacının imzasını taşıyan dekontlarla yapıldığını, 50.000 TL bedelli çekin bankaya tevdi edildiği iddiasının da dayanaksız bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı bankanın ... Şubesi'nde hesap açıldığı, söz konusu hesaplardan çekilen 40.500,00 TL ve 14.500,00 TL miktarlı para çekimlerinin tediye makbuzlarında davacının imzasının bulunmadığı, her ne kadar birinci bilirkişi raporunda 40.500,00 TL miktar yönünden davalının sorumluluğunun bulunmayacağı belirtilmiş ise de; basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan davalı bankanın yapmış olduğu ödemeler ile ilgili davacının yazılı talimatını alması veya yaptığı ödeme ile ilgili tediye makbuzuna davacının imzasını almasının gerekmesine rağmen tediye makbuzunda davacının imzasının bulunmadığı, bir güven kurumu olan davalı bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu ve tedibe makbuzuna imza almamakla kusurlu davrandığı gerekçesiyle davanın 26/04/2012 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile 55.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu tutarın 10.000 TL'sine dava tarihinden, 45.000 TL'sine ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince; dava, banka mudisinin hesabından usulsüz çekilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, maahkemece davanın kabulüne asıl alacağa dava, ıslah edilen miktara ise ıslah tarihinden itibaren ticari faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesindeki ''D. KONUSU'' başlıklı kısmında dava konusu asıl alacağın geçmiş dönemdeki işlemiş faiziyle birlikte tahsilini istemiş, ''SONUÇ ve TALEP'' kısmında da hesabından usulsüz çekilen paraların ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, davadan önce bankaya noter marifetiyle ihtarname göndererek davacının hesabından usulsüz çekilen paraların tahsilini istediğini de belirtmiş olup, mahkemece, haksız fiil nedeniyle tahsil istemli davada, davacının ihtarnamesinde faizin hangi tarihten itibaren işletilmesini istediği veya atıfet süresi verip vermediği tespit edilerek neticesine göre kabulüne karar verilen alacağa faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile, mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 2.820,79 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.