15. Ceza Dairesi 2015/11529 E. , 2018/6512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü sanık ... müdafii, sanıklar ..., ..., ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’nın ""oto yedek parça"" adlı iş yerinin sahibi olarak gözüken ... adlı kişinin iş yerinde, işçi olarak çalıştıklarına dair sanıklar ..., ..., ... adına sahte şekilde işe giriş bildirgesi düzenleyerek, katılan kuruma başvuruda bulunduğu, müteveffa ..."nun ise herhangi bir iş yerinin bulunmadığı ve belirtilen adresde ise "..." adlı şirketin merkezinin bulunduğunun görevlilerce tespit edildiğinin iddia edildiği olayda;
1- Sanıklar ..., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıklar savunması, katılan beyanları ve dosya kapsamından sanıkların atılı suça iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin beraat yönünde kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerinin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 12.04.2011 gün ve 2010/62648-20 soruşturma numaralı iddianamesi ile "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçlarından dolayı Ağır Ceza Mahkemesine ve yine Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2011 gün ve 2010/3935 soruşturma numaralı iddianamesi ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında; serbest muhasebecilik yapan sanığın gerçekte olmayan bir şirket adına ve şirkette fiilen çalışmayan kişiler hakkında işe giriş bildirgeleri düzenleyip Sosyal Güvenlik Kurumuna ibraz ettiği ve üzerine atılı suçu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 8. maddesi uyarınca işverene ait olması, düzenlenen belgelerin 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu"nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, anılan meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı cihetle, sanığa yüklenen sahtecilik eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 207/1. maddesi kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığı ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin belirlenmesi ve bu kapsamda delillerin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması karşısında dava dosyalarının birleştirilmesinin mümkün olması halinde, dava dosyaların birleştirilerek görülmesi; bu birleştirmenin aşama itibarı ile mümkün olmaması halinde ilgili dosyaların getirtilip incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.